Ben yılın son günü yazdım, siz yeni yılın ilk günü okuyorsunuz. Pek çok felaketi geride bıraktığımız 2021 yılını düşünmekten yorgun düşsem de 2022 için umut etmekten kendimi alamadım değerli okurlar....
Ben yılın son günü yazdım, siz yeni yılın ilk günü okuyorsunuz. Pek çok felaketi geride bıraktığımız 2021 yılını düşünmekten yorgun düşsem de 2022 için umut etmekten kendimi alamadım değerli okurlar.
Son zamanların değeri bilinmeyen kahramanları, haklarının alkışlamakla ödenemeyeceğini bildiğimiz hekimlerle başlayalım. Dün penceresiz odalarda muayene yapan çok sayıda hekim olduğunu aktarmıştım. Göçe değinmiş, hekimlerin bile ‘Emekli olunca kime muayene olacağız, memlekette doktor kalmadı’, diye kara kara düşündüğünü yazmıştım. Yine Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu üyelerinden biriyle görüştüm. Hekim maaşlarının enflasyon karşısında eridiğini, hastanelerin işten çıkarma yoluna gittiğini, bu nedenle hekimlerin iş yükünün arttığını anlattı.
Hocam öyle güzel anlattı ki, şöyle devam etti: “Biz hastaneyi nasıl tanıdık? Bir yakınımızı götürürdük, sıkıldığımızda, daraldığımızda nefes alabileceğimiz bir bahçesi olan, arabamızı bırakacağımız otoparkı olan kocaman bir alandı. Şimdi sokak arasında, apartman dairesinde tıp merkezi kuruluyor; ama muayenehanelere göz açtırmıyorlar.”
DENETİM İSYANI
Pıtır pıtır her yerde açılan tıp merkezleri, devlet hastanesinden randevu alamayan, alsa da oraya gidecek sıhhati olmayan vatandaşlar için cezbediciydi; randevu hızlı, ulaşımı kolaydı. Ancak vatandaşın sağlık giderleri her yıl biraz daha pahalılaşıyordu. Hocam diyor ki, “Zaten amaç buydu, sağlık sektörünü sermayenin hizmetine açtılar, sağlığı özelleştirdiler. Hekimi ucuz işgücü olarak gördüler. Eş durumundan atanamayan, büyükşehirlerde kalmak isteyen hekimler de buralarda çalışmaya başladı. Ancak özlük haklarından ödün veriyorlar, hekimlerle bir arada çalışan sağlık emekçisi işçilerin durumu ise daha fena. Ama denetleyecek kimse yok. Ben ücretsiz okudum, lisede 1 yıl dershaneye gittim, doktor oldum. Şimdi böyle okuyabilecek çocuk kaldı mı? Sağlık özelleşti, eğitim özelleşti…” Hocam’a hak verdim.
Sonra düşündüm, hükümetin iktidar olduğu ilk yıllarda hastanelerde bir değişim başlamıştı. Kısacık da olsa, bir süre vatandaş hem devlet hem de özel hastanelerden memnun ayrılıyordu, derken bu memnuniyet balon oldu, söndü. Kaşıkla verilen kepçeyle alınır misali bu konfor uçtu gitti. Yerine hekimlerin yorgunluğu zaman zaman da kanı; vatandaşınsa bazen aylarca beklediği randevuları, aksayan tedavileri kaldı. Hekimlerin ve hastaların sorunlarının tarafların karşı karşıya getirilmeden, hedef gösterilmeden ivedilikle çözülmesi gerekiyor.
HAYALİMİZ DEĞİL GÖREVİNİZ
2021 yılını kadınlara istihdam yaratacak bütçelerin, çocukları koruyacak tedbirlerin, yolsuzlukları araştırmanın önünü açacak önergelerin reddedilmesiyle kapattık. Bu şartlarda daha adil, daha yaşanabilir bir ülke dilemek elbette hayal olur. Muhalefet partilerinin önergelerinin sıklıkla reddedilmesi, kutuplaşmanın en bariz örneği değil de nedir? Vatandaşın tahammül edebildiği “farklı iklimler” siyasilerin adeta kırmızı çizgisi. Yani temsil edilen farklı görüşü, önerileri, kabulleniyor; ancak vekili kabullenemiyor, anlaşmaya yanaşmıyor, ilginç değil mi! Bu sürtüşmelerdeki altta yatan sebeplerden bıktık! Kendisine değil halka çalışacak vatanseverler hayal ürünü değil, her yurttaşın sahip olması gereken kişilik özelliğidir.
Oy kaygısıyla değil, halkın geçiminin kaygısıyla, çözüm üretme kaygısıyla, adaleti sağlama kaygısıyla çalışılan bir ülke haline ne zaman geleceğiz? Hekime, mühendise, öğretmene, çiftçiye, küçük esnafa, kadına, çocuğa kulak vermeyenler, kulaklarını vicdanlarına da tıkayabiliyor mu acaba? Hep aklımızda tutalım, toplumun hiçbir kesimi birbirinin alternatifi ya da rakibi değil, hepimiz birbirimizin tamamlayıcısıyız. Bu anlayışla hareket etme kabiliyeti kazanmalı meclistekiler.
Herkese hayallerini yaşayabildiği bir yıl diliyorum.
GÜZEL HABER
Çiğli Belediyesi’nde gerçekleştirilen 3 yeni görevlendirme ile kadın müdür sayısı 12’ye yükseldi. Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, “Arkadaşlarımız sadece kadın oldukları için değil, sahip oldukları donanımla da hak ettikleri bu pozisyonlara girdiler. Kadınlar başarının anahtarıdır. Bu bilinçle yola birlikte devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. Bu eşitlikçi ve demokratik zihniyetin tüm yerel yönetimlere örnek olmasını diliyorum.
GÜZEL İÇERİK
Çocuğun ve toplumun gelişimi için eğitimde yapısal dönüşüme nitelikli veri, yapıcı diyalog ve farklı görüşlerden ortak akıl oluşturarak katkı yapan bağımsız ve kâr amacı gütmeyen Eğitim Reformu Girişimi (ERG) çalışmalarını sosyal medya hesaplarından paylaşıyor. İnstagram hesabını takip ederek girişimin hazırladığı rapor ve konferanslardan haberdar olabilir, eğitimde güncel tartışmaları izleyebilirsiniz.