Aralık olağan meclis toplantısında tarihi bir karar ayakta alkışlanarak oylanmış ve meclis kararına bağlanmıştır. Bu özel durum nedeniyle 775 i baştan aşağı irdelemek gereği hasıl olmuştur. 1966 yılı...
Aralık olağan meclis toplantısında tarihi bir karar ayakta alkışlanarak oylanmış ve meclis kararına bağlanmıştır. Bu özel durum nedeniyle 775 i baştan aşağı irdelemek gereği hasıl olmuştur. 1966 yılı Temmuz ayında kanunlaşarak yürürlüğe giren bu yasa, özellikle sanayi devriminin ardından büyükşehirlerde yaşanan işçi emekçi kitlelerin tırmanan barınma ihtiyacı ile, sahipsiz gördükleri alanlarda şekilsiz şemalsiz plansız gecekondulaşmaları nedeniyle ortaya çıkmış bir yasadır.
Yasanın çıktığı büyükşehir coğrafyası içinde kalan, çoğunlukla hazinemize, milli emlak müdürlüklerimize ait alanlarda, bazen vakıf evlatları veya mütevellilerinin takibinden düşmüş vakıf arazilerinde, hatta bazen eski Osmanlı kök kütüklerinde sahibi belli olmasına rağmen, Cumhuriyetin yeni jenerasyon varislerine devri yapılmamış arsalarda gecekondu semtleri türemeye başlamıştır.
Dönemin hükümet yetkilileri, coğrafyayı hızla katleden, sağlıksız ve altyapısız şehirleşmeye, çevre katliamına neden olan ve çoğu örneklerde mülkiyete dair ciddi hukuki sorunlar açığa çıkaran bu durumun önlenmesi maksatla ilke kararı almış ve 775 sayılı gecekondu kanunu yürürlüğe konmuştur. Yasayı incelediğimizde gecekondunun tanımı olarak, izinsiz kaçak yapılar, derme çatma imarsız, iskansız, alt yapısız yapılaşma alanları tanımı yapılmakta, durumun düzeltilmesi, iyileştirilmesi ve gerek duyuluyorsa önlenmesi tanımı bulunmaktadır.
Yasanın ilke kararı kabaca, dar gelirli, yoksul kimselerin, insani yaşam alanlarını oluşturmak, en mütevazi temel standartların sağlandığı konutlara sahip olabilmelerinin imkanını sunmaktır. Peki bu yasanın işleyişi ne şekildedir? Devlet yerel yönetimden gecekondulaşmakta olan, ya da bu yönde potansiyeli bulunan bölgelerin fizibilitesini yapmasını ister. Yerel yönetim, dar gelirlilerin çok olduğu bölgelerde, tespit yaparak işe başlar.
Bu aşamada yasanın şekil şartları ön plana çıkacaktır. Dar gelirli kimdir? Yoksul ve dar gelirli tanımı şu şekilde izah edilmiştir. Eşinde, kendisinde veya 18 yaş altı çocuğunda herhangi bir mal mülk, tapu arsa veya böyle bir mülkte hisse sahibi olmama şartı konmuştur. Öncelikle belediye bu durumdaki kişi adedini belirler ve günümüz adıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığına bu kadar kişi için toplu konut ihtiyacı olduğunu bildirir. Toplu konut idaresi, talebi, ihtiyaç sahiplerini ve bölgeyi, yapılmak istenen yapıların standardını inceleyerek, uygun görürse projeyi onaylar.
Bu aşamadan sonra, Hazineden belediyeye sadece bu iş için kullanılmak üzere alan tahsis edilir. Devlet bütçesinden katkı verilecek ödenek, Vakıflar Bankasında açılacak ilgili hesaba yatırılır. Belediye de kendi bütçesinden bu hesaba ödenek aktarır. Buradaki amaç, dar gelirli ve yoksul insanların barınma ihtiyacını karşılamak olduğundan, yapılacak imalatta kar güdülmez ve alım bütçesi düşük kimselerin mülk edinebilecekleri minimum ödemelerle konut sahibi olabilmelerini sağlamaktır.
Mevzubahis bölgede arsa rayiçleri ve inşaat yapım maliyetlerinin tümü hesaplandığında, oluşturulan bütçe ile yoksul insanlar, yani asgari ücretli çalışanların dahi, uzun vade ve çok küçük ödemelerle ev sahibi olabilmelerine olanak tanınması prensibi söz konusu olacaktır. 775 e istinaden yoksullara ev yapmak, arsa ve imalat maliyetinin önemli kısmı, devlet ve belediye bütçelerinden karşılanması demektir ki, sosyal devletçilik ve sosyal belediyecilik ilkesi de bunu gerektirir. Yazımızın devamında Çeşme’deki yoksul ve dar gelirli bölgelerimizde şekillenmiş 775 örneklerini, gecekondu bölgelerimizi, kanunun ilke kararları ve prensipleri ile ne oranda örtüştüğünü, hep birlikte incelemeye devam edeceğiz.