Biden - Trump arasındaki kavgalar, 1970 yıllardaki Demirel- Ecevit kavgalarını hatırlatıyor. Trump’un Cumhuriyetçilerden tekrar başkanlık adayı olmasıyla kavgaların hızlandığı gibi 3. Dünya savaşları gündeme getirilmeye çalışılıyor. Demek oluyor ki 3. Dünya savaşı ve dünya ülkelerinin refahını bozacak bir savaşın çıkarılması ABD Başkanın iki dudağının arasında. Dünyanın kaderini siyasetçiler çiziyor…

       Yakın dönem savaş ve büyük olaylar tarihini inceliyorum: 1963-1973 ABD’nin Vietnam hezimeti, 1979-1989 SSCB’nin Afganistan hezimeti, 1980-1988 İran-Irak savaşı, 1991-2003 ABD-Irak savaşı ve ABD’nin hezimeti, 11 Eylül 2001 ABD’ye yapılan terör saldırıları ve devamında 2001-2021 ABD-Afganistan savaşı ve ABD’nin yine hezimeti ve Şubat 2022’den beridir devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, görüldüğü üzere bir hinterlanda savaş başladığında 10 yıllar sürüyor. Ekonomik krizler tetikleniyor. Dünya finans piyasaları re-organize ediliyor…

       7 Ekim 2023’te başlayan İsrail-Filistin savaşı da böyle bir yıkımı başlattı. Bu savaşın ekonomik sonuçlarını göreceğiz. Üstün aklın bölgesel kaosları ve arkasına ekonomik dizaynı daha büyük bir oyuna start verme isteğindendir. Bu oyunu kurgu olarak görürsek daha doğru bir saptama yaparız. Savaş çok maliyetli bir konudur. Bakınız, uzun savaşlar ekonomik güç demektir. Bir yandan silah ve mühimmat üreteceksiniz, yok olan tanklarınızın, uçaklarınızın yerine yenilerini üreteceksiniz ki bu ciddi bir süreçtir, bir yandan da ekonominizi, finans sisteminizi ve ticaretinizi ayakta tutacaksınız…

       Bu son derece maliyetli döngü koskoca bir imparatorluk olarak kendini gören SSCB’nin (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) 1991 yılında çökmesi ve dağılmasıyla sonuçlanmıştır. Savaşın maliyetinden asıl kastım budur…

       Başkan Biden’ e gazeteciler savaşları ve desteklemelerini soruyor ve Biden’nın cevabı; “biz tarihin gördüğü en büyük devletiz (Bana göre tarihin derken Osmanlı İmparatorluğu ve Roma İmparatorluğu’nu da kastederek) bu savaşlar gibi birçok savaşı finanse edecek ekonomik gücümüz vardır” ABD bugüne kadar yakın dönem savaşlara 8 trilyon dolar harcamıştır. Biden’i etrafındaki Derin Devlet bilginleri nasıl yanılttıkları ortaya çıkıyor…

       ABD ekonomisinin bu savaşlara yaptıkları yardımlar sayesinde ciddi olarak çöküntü içerisinde olduğunu görüyorsunuz. ABD kendi vatandaşlarından topladığı vergileri, ekonomisini düzelteceğine, vatandaşlarına hizmet etmesi gerektiği yerde, dünya ülkelerinde terörist gruplar kurmaya ve ABD ekonomisiyle terör gruplarını desteklemeyi yeğliyor. Bu savaşların kazananları kimdir diye soracak olursak? Silah üreten fabrikatörler ve silah tüccarları ve aracıları kazanıyor. Sivil insanlar, kadınlar, çocuklar ölmüş onların umurunda mı?

       Siviller öldürülüyor: Kadınları, çocuklar, bir soy kırım yapılıyor. İşte tam burada ABD kurduğu terör örgütleri devreye girip ülkelerin her tarafında tam bir yıkıma gidiyor…

       ABD, Irak’a girdi. “Demokrasi getireceğim” dedi. Getirebildi mi? Tam bir kargaşa getirdi. Yüzlerce, binlerce sivil, kadın, çocuk hayatını kaybetti. ABD, Suriye’ye girdi işgal etti. ABD Suriye de ne yaptı, Demokrasi mi getirdi? Yoksa petrolünü mü çalmaya devam ediyor?

        Suriye topraklarında PKK, YPG, terör örgütünü kurdu, destekledi ve desteklemeye devam ediyor. Kime karşı bu PKK, YPG terör örgütlerini kurdu. Türkiye’ye karşı ve Türkiye’nin büyümemesi ve ABD’ye her zaman muhtaç olması için destekliyor. ABD tüm dünya ülkelerinde bunu hep yapıyor. Asıl terör destekçisi ABD’dir…
       Bu savaşlar devam ettiği sürece ABD Başkanı konuşacak, 3. Dünya savaşı kaçınılmaz hale gelecektir…