Gazetecilik mesleğinde, haberleri hazırlayabilmek için bazen olaylar, bazen toplantılar, bazen de insanlarımızın dert ve sorunlarını dile getirirsiniz. Bir haberi hazırlamak veya o haberin fotoğraflar...
Gazetecilik mesleğinde, haberleri hazırlayabilmek için bazen olaylar, bazen toplantılar, bazen de insanlarımızın dert ve sorunlarını dile getirirsiniz. Bir haberi hazırlamak veya o haberin fotoğraflarını çekmek o kadar kolay olmaz. Gazeteci herkesin haberini yazar, kendi sorununu yazamaz…
Ben gazeteciliğe ilkokul, orta ve liseyi bitirdiğim Turgutlu’da Yeni Turgutlu Gazetesi’nde başladım. Yeni Turgutlu Gazetesi’nin sahibi rahmet ve şükranla andığım Erdinç Akkul ağabeyim beni başlattı ve verdiği cesaretle, taşra muhabirliği yaptım. Üniversiteyi kazanıp İzmir’e geldiğimde, yıl 1970 ve THA gece editörü rahmetli Kadir Kestaneci bana kucak açtı. Büro Şefi Rahmetli Çetin Esen Kaftan, Levent Bimen, Işık Ersan, Önder Özçorlu ağabeylerim ile birlikte çalışma fırsatı buldum. İzmirli ustalarım ve gazeteci ağabeylerimi, tanıma fırsatı buluyor ve onlardan gazeteciliğin inceliklerini öğreniyordum…
Askerlik sonrası İHA ajansını kurduk. Ege Telgraf Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni ve daha sonraları sahibi olan rahmetli andığım Sezer Doğan ağabeyim beni Ege Telgraf’ta çalışmaya ikna etti. Daha sonra ben Ege Telgraf Gazetesi’nde polis adliye muhabiri olarak başladım. Ege Telgraf Gazetesi o yıllarda akşam gazetesiydi. Saat 16.00’da piyasaya satışa çıkıyordu. Adeta haber hazırlamakta zaman ile yarışıyorduk…
Çok zor ve meşaketli yollardan geçiyordum. Terör en sert yüzünü gösteriyordu. Her gün bombalar patlıyor, kahvehaneler, iş yerleri kurşunlanıyor, banka ve kuyumcu soygunları almış başını gidiyordu. İnsanlar öldürülüyordu. Hürriyet Haber Ajansı İzmir Bürosu’nda çalıştığım 1979 yılında Konak’ta şimdiki (İZSU Genel Müdürlüğü) binasının en üst katında bombalı pankart tesirsiz hale getiren bomba imha polisini görüntülerken patlayan bomba ile bomba imha polisi Enver Özkıranlar, ayağı kopma derecesinde, Gazeteci Aykut Fırat ve ben yaralandık. Yaralı halde yerde yatarken bile görevimizi yapıp çektiğimiz fotoğraflar ertesi gün Hürriyet birinci sayfasındaydı. Biz hastanedeydik…
Yarım Asır, tam 52 yıl geçmiş gazeteciliğe başlayalı. 45 yıl polis adliye muhabirliği yaptım. Zamanında aç kaldım, sokaklarda yattım. Basmane Hatuniye Parkı’nda uyudum. Yeri geldi, lokanta önlerinden artık ekmek parçalarını toparlayıp yedim ama, “Okulumu okuyup gazeteci olacağım” dedim. Ağabeylerimin de elimden tutmasıyla 3 saat uyku ile azimle muhabirlik yaparak bu günlere geldim…
Gazeteci Mehmet Karabel, arkadaşımın dediği gibi “Gazeteciysen yazarken âşık olursun bu mesleğe” İnsanların dertlerini, sorunlarını yazarsınız. Esat Erçetingöz gibi en fotoğraf için deklanşöre basarsın. Bir de yazdıklarınızla sorumlulardan o sorunlara çare bulursanız, işte o gazetecilik mesleğinin bal, börek misali size beslenme kaynağı olur. Yıllarca çalıştığım Ege Telgraf Gazetesi, Hürriyet Haber Ajansı, Yeni Asır Gazetesi, daha sonra Yeni Şafak Gazetesi İzmir ve Ege Bölge Temsilcisi, köşe yazılarımı 18 yıldır aksatmadan yazdım. Yazmaya devam edeceğim…
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, başkanlığa seçildiği günden beri cemiyet ve gazetecilik adına çok güzel işlere imza atıyor. Kendisini ve yönetim kurulu üyelerini de tebrik ediyorum. Doğru yürüdüğü yolda her zaman yanındayız…
Dile kolay, yarım asır. Kocaman bir 50 yıl bu meslekte gördükleri, yaşadıkları, tecrübeleri, bazen yeni mesleğe başlayan arkadaşlarımıza rehberlik edecektir. Hayatta, meslekte geçen 50 yılımızı takdir edenler ve alkışlayanlar sağ olsun. Alkışlamayanlar da var olsun. Ben 50 yıl önce amatör ruhla başladığım gazetecilik mesleğime yine her sabah amatör ruhla yazmaya ve gazetecilik yapmaya son nefesime kadar devam edeceğim…