Dünyanın başına bela korona virüs illeti ikinci yılını da tamamlamak üzere. İki yıldır dünyanın güçlü devletlerini çok, yarı güçlü devletlerini daha çok, gariban ülkeleri de en çok vuran bu salgın has...
Dünyanın başına bela korona virüs illeti ikinci yılını da tamamlamak üzere. İki yıldır dünyanın güçlü devletlerini çok, yarı güçlü devletlerini daha çok, gariban ülkeleri de en çok vuran bu salgın hastalığın yavaşlayacağı da mümkün görünmüyor. Bazı uzmanlara göre 4 bazılarına göre de 5. dalgasını yaşayan 5 milyar nüfusun ümüğünü sıkan ve nereden çıktığı belli olmayan korona virüsle baş etmek için 2 Sinovac, 2 Biontech aşısı vurulan bir kardeşiniz olarak 5. aşı çıkarsa ona da talibim. Buradan okurlarıma tavsiyem lütfen kendi sağlığınızı düşünmüyorsanız aileniz ve akrabalarınızın, dostlarınızın sağlığını düşünün. Aşı vurulmaktan kaçınmayın. Sizin ve çevrenizdekilerin hayatı o kadar ucuz değil! Resmi kayıtlar ve uzmanlar, aşı sonrası virüs bulaşsa bile daha hafif atlatıldığı ve can kayıplarının yüzde 90 azalma olduğunu onaylasa da, maske-mesafe-hijyen üçlüsünden kesinlikle vazgeçmemek gerekiyor. Canım ülkemde her gün bir uçak dolusu insan bu illete kurban gidiyor. Vaka sayıları ise yeniden günde 30 bine dayandı. Geçen yıl olduğu gibi bu yılda yaz tatili için (Esnafımız para kazansın. Memleketimiz turist dolsun. Gelsin paralar, bozulmasın aralar) önlemleri pas geçtik. Yine sonbahar geldi. Sözde önlemler kapıya dayandı. 18 milyon öğrenci, 1 milyon öğretmen ve yaklaşık 36 milyon veli okula başladı.
‘KEYFİ KUTLAMA’
Öğretmenlerin ve öğrencilerin aldığı hayati riskten bahsetmek istemiyorum bile ancak velilerin okul giriş ve çıkışlarında oluşturdukları izdihamla çocuklarını ve öğretmenlerini, kendilerini hatta evlerindeki muhtemel yaşlıları ne kadar tehlikeye soktuklarını söylemeye gerek var mı? Ya il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine ve okul yönetimlerine ne demeli? Böyle hastalığın kol gezdiği bir dönemde, zoraki İlköğretim Haftası kutlamaları düzenleyip, gözümüzden sakındığımız çocuklarımızı tehlikeye atmanın ne âlemi var, anlamak mümkün değil. Ha o çocuklar da bugünlerde kutlama yapmayıversin de hastalıkla karşı karşıya da kalmasın. Neyse bunun üzerinde, daha sonraki günlerde duracağız gibime geliyor ya bugünlük bu mevzu burada kalsın.
DÜĞÜN SEZONU
Türk sosyal hayatında önemli yer tutar, nişan, nikah ve düğün törenleri, kına geceleri ve sünnet düğünleri. Genelde yaz mevsimine yayılan bu kutlama ve eğlencelerden Türk insanı vazgeçemez. Bu yaz da öyle oldu ve vaka sayılarının patlamasına katkı sağladı. Gerçi düğün sektörü paydaşlarının biraz olsun nefes aldıklarını söylememek de bize yakışmaz.
Ezcümle: “Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı, her zaman üzerinde durulacak ulusal sorunumuzdur; çünkü Cumhuriyet; düşünsel, bilimsel ve bedensel bakımlardan güçlü ve yüksek düzeyli koruyucular ister.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK