Çocuk istismarından sınır ötesi provakasyon eylemlerine dönüştürülen Kayseri olayı, bayrak tartışmalarını beraberinde getirdi. Çok sayıda sosyal medya kullanıcısı parçalanan, yakılan Türk bayrağı görüntülerine tepki gösterdi.
Masum insanlara yapılan saldırılar üzerine uzun süredir dile getirilen "sığınmacıların geri gönderilmesi" taleplerinin bir kez daha yoğun bir şekilde iletildiği görüldü.
Öte yandan bir dönem Milli Eğitim müfredatından yalnızca,
"Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım." mısrası, bir dönemse tamamı çıkarılan Bayrak şiiri, Türk bayraklı gönderilerde kullanılmaya başlandı.
Arif Nihat Asya'nın şiiri, milli bayramlarda bir kesim tarafından coşku ile okunmuş bir kesim tarafından "kinci" olduğu gerekçesiyle tepki görmüş, sendikalar arasında da farklı görüşler ortaya atılmıştı. Şiir, son olaylardan sonra yeniden gündem oldu.
Adana'nın düşman işgalinden kurtuluşu adına 5 Ocak 1940'ta kaleme alınan şiir şöyle:
BAYRAK ŞİİRİ
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar: Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
Siz ne düşünüyorsunuz, şiirlerinde kahramanlık ve milli duyguları işleyen Arif Nihat Asya gelecek nesilleri nasıl etkiler?