Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), demokrasimizin kalbinin attığı yerdir. Milletvekilleri, halkın temsilcileri olarak görev yaparlar ve bu görevleri sırasında, ülkenin geleceği için önemli kararlar alırlar. Ancak, son yıllarda TBMM'de artan kavgalar, hem siyasetin nezaketinden uzaklaşılmasına hem de seçmenin beklentilerinin boşa çıkarılmasına yol açmaktadır.

Siyasette nezaket, demokrasinin vazgeçilmez bir unsurudur. Farklı görüşlerin bir araya gelmesi, bir arada yaşama kültürünün bir yansımasıdır. Birbirine karşıt fikirleri savunan siyasilerin bile saygılı bir üslupla tartışabilmesi, toplumun bütün kesimlerine örnek teşkil eder. Nezaket, sadece bireylerin birbirine olan saygısını değil, aynı zamanda topluma karşı duyulan sorumluluğu da yansıtır. Nezaketin olmadığı bir siyaset, kaos ve güvensizlik doğurur.

Ne yazık ki, son yıllarda TBMM'de yaşanan kavgalar, siyasetin bu nezaket boyutundan uzaklaştığını göstermektedir. Milletvekilleri arasında çıkan tartışmaların fiziksel şiddete varması, demokrasinin işleyişine zarar verirken, seçmenlerin de siyasilere olan güvenini zedelemektedir. Halk, temsilcilerinden çözüm üretmelerini ve ülkenin geleceğine dair yapıcı adımlar atmalarını beklerken, mecliste yaşanan bu tür olaylar, seçmen nezdinde büyük bir hayal kırıklığı yaratmaktadır.
Seçmenler, temsilcilerini TBMM'ye kavga etmeleri için değil, ülkenin sorunlarına çözüm bulmaları için göndermektedir. Halkın temel beklentisi, vekillerin ülke çıkarlarını gözeterek hareket etmeleri, sorunları diyalog ve uzlaşı yoluyla çözmeleridir. TBMM, milletin sorunlarının tartışıldığı, çözüm yollarının arandığı bir yer olmalıdır. Kavga, sadece zaman kaybına neden olur ve çözüm üretmekten çok, yeni sorunlar yaratır.

Mecliste en çok kavga eden milletvekili olmak, bir övünç kaynağı değil, aksine bir utanç kaynağı olmalıdır. Siyaset, kavga ve kaos üzerine değil, akıl ve mantık üzerine inşa edilmelidir. En kavgacı vekil olmak, bir liderlik göstergesi değil, toplumun beklentilerini anlamamak anlamına gelir. Bu tür bir tutum, sadece TBMM’nin itibarını zedelemekle kalmaz, aynı zamanda siyasetin geleceğini de tehlikeye atar.

TBMM’de nezaketin ve diyalogun hakim olduğu bir siyaset anlayışı, hem demokrasimizin sağlıklı işlemesi hem de toplumsal barışın korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Seçmenler, vekillerini sorunları çözmeleri için seçmiştir ve bu görevi yerine getirmek, her milletvekilinin asli görevidir. Kavga, sadece çözümsüzlüğü getirir; oysa ki diyalog ve uzlaşı, toplumsal ilerlemenin temel taşlarıdır. Bu nedenle, TBMM’de nezakete dayalı, yapıcı bir siyaset anlayışı benimsenmeli ve toplumun tüm kesimlerine örnek olacak bir tavır sergilenmelidir.

ADRESE TESLİM HİKAYE

Mecliste odalardan birisinin kapısı bozulmuş. Kapının tamir olması için marangoz çağırmak gerek. Gelenek olarak iki marangoz çağırmışlar ihaleyi açıyorlar. Konu ile ilgilenen milletvekili gelen birinci marangoza sormuş:

– Bu kapıyı kaça yaparsın?

– 500 liraya yaparım. 
Milletvekili ikinci marangoza dönmüş:

– Sen kaça yaparsın?

– 2500 liraya yaparım, demiş ikinci marangoz. Vekil şaşırmış. —- Nasıl yani! Bu nasıl 500 liraya yapıyor da sen 2500 lira diyorsun?

– Sayın vekilim, 1000 lira ben alacağım, 1000 lira siz alacaksınız. 500 lira da buna vereceğiz, kapıyı yaptıracağız.
İşi tabii ki ikinci marangoz almış.