Evlerimizdeki dolapta, arabamızdaki çantada; ilkyardım setlerinin en başında Gazlı bez var. Bazı kaynaklar, müslin bezin adının, dokunduğu Musul'dan aldığı gibi, aslında gazı olmayan gazlı bezin adını da Gazze'den aldığını savunuyor.

Şimdi canım Gazze, değil bir zamanlar ürettiği, adıyla dünyaya nam saldığı gazlı beze bir yara bandına muhtaç. 

Hastaneler, okullar, ibadethaneler... Bir savaşta saldırılamayacak ne varsa hepsi saldırı altında. Bebekler solunum cihazlarında elektriğe muhtaç, çocuklarsa yıkıntıların arasında kırıntı arıyor, aç, susuz ve şokta. 

Biliyorsunuz, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Gazze'ye insani yardım sağlanması için çatışmalara "ara verme" çağrısında bulunan karar tasarısı ABD tarafından veto edildi. ABD, tasarıda İsrail'in meşru müdafaa hakkına değinilmediğini iddia ederek ret kararını savundu. Tasarı için, 15 üyeli konseyde Rusya ve İngiltere çekimser oy kullandı.

Peki, "Çocuklar ölmesin" cümlesinin nesine çekimser kaldı Rusya ve İngiltere? Dev gemilerle binlerce savaş ekipmanı, uçaklar yolladığı İsrail'e karşı, küle dönen Gazze'ye su, ilaç, bebek maması ulaştırılması niye rahatsız etti ABD'yi? Siyahi diplomat, kendileri de yıllarca ayrımcılığa, ırkçılığa maruz kaldıkları halde, nasıl kaldırdı elini, bebeklerin ölümüne! Oysa nefesi dizlenerek kesilen siyahi George Floyd için hepimiz tepki göstermiştik ABD polisine... 

24 Ekim öncesi bir eleştiri... Görünen o ki, Birleşmiş Milletlerin gerçek çözüm için zincirlerinden kurtulması elzemdir. Yapısı ve işleyişi değişmedikçe, "Çocuklar ölüyor, yardım edelim mi?" sorusunu sormaya ve ancak "izin alabildiği ölçüde" hayat kurtarmaya mahkumdur. 

Gerçek bir yaşam hakkından bahsedeceksek, Güvenlik Konseyi'ne 5 daimi üye ABD, Rusya, Çin, Birleşik Krallık ve Fransa'nın veto hakkının gözden geçirilmesi gündeme getirilmeli. 

Hanımlar, beyler! Gazze, Ukrayna, Yemen, Çin... İşkence, vahşet her yerde... "Çocuklar ölüyor ne yapalım?", sorulacak bir soru değil, nasıl çözüleceği görüşülmesi gereken bir meseledir. Birleşmiş Milletler'in milletleri "birleştirebilmesi" için, son sözü söyleyebilecek, uluslarüstü bir yapıda olması kaçınılmazdır. Kınamalar yetmez, veto hakları ilerletmez. 

Tüm dünya Gazze'yi konuşurken, insani yardım önerisinin ABD istemedi diye veto edilmesi, kamuoyunun vicdanını derinden yaralamıştır. Oluşturulacak yeni bir sistem ile akıl ve vicdan yoksunlarının kirli hesaplarını ekarte edecek, "insani yardım" planlarına müdahalelerin önünü kesecek, savaş suçlarına karşı yaptırım uygulayabilecek yeni bir işleyiş geliştirilmelidir. BM tüm dünyada, tarafsızlığıyla barışı ve güveni temsil edebilmelidir. 

Dünyanın neresinde olursanız olun, güçlü bir BM, çocukları koruyabilecek, yaralıların iyileştirilmesini sağlayabilecek; ama zulmün ve zulme sessiz kalanların açtığı yaralar hiç iyileşmeyecek.