15 Kasım 2022’de Polonya’ya Rus yapımı bir füze atıldığı bildirilmişti. G20 Zirvesi’nin devam ett...
15 Kasım 2022’de Polonya’ya Rus yapımı bir füze atıldığı bildirilmişti. G20 Zirvesi’nin devam ettiği bugünlerde böyle bir gelişme, Ukrayna-Rusya savaşını başka bir boyuta taşıyabilecek güçte. Ukrayna tarafı olayı, mevcut savaşın tırmanması olarak nitelendirirken, bugün ABD Başkanı Biden’ın füzenin Rusya’dan ateşlenmesinin “olası olmadığı”nı ifade etmesi ve Rusya’nın olayı “provokasyon” olarak değerlendirmesi, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın temkinli açıklamaları gerginliğin büyümesini engellemektedir. Füzenin nereden ne amaçla atıldığı muamma ancak Polonya ile Ukrayna arasındaki son dönem gelişmeleri destekleyeceğini düşünüyorum.
Bilindiği gibi, geçtiğimiz aylarda Ukrayna ve Polonya Cumhurbaşkanları Volodimir Zelensky ile Andrzej Duda ülkeler arasında sınır olmayacağını ve ortak bir güç inşa edeceklerini bildirmişlerdi. Ayrıca Zelensky’nin Polonyalılar’a Ukrayna’da özel statü verilmesine yönelik önerisi kabul edilmişti. Diğer yandan Polonya, Kaliningrad bölgesindeki Rusya ile olan sınırına duvar inşa ediyor. Bu çerçevede baktığımızda Polonya’nın doğu sınırında bir alana düşen füzeler, Polonya-Ukrayna arasında sınırların kaldırılması ve özel statü konusuyla gündeme gelen Ukrayna’nın paylaşımının ilk adımı olabilir.
Symon Petruila’nın Ekim Devrimi sonrası Sovyetler’e karşı askeri yardım karşılığında Zbruç Nehri’nin batısını Polonya’ya vermesi gibi bugün de aynı bölgeyi (Livivskaya, İvana-Frankovskaya, Volınskaya, Rovnenskaya, Ternopolskaya) Zelensky, Polonya’ya dâhil edebilir. Polonya, 1920’de alamadığı tarihsel sınırları olarak gördüğü Batı Ukrayna bölgesinde Rusya’nın Doğu Ukrayna’da gerçekleştirdiği referandum gibi bir süreç sonunda söz sahibi olabilir.
Aslında bununla ilgili olarak Rusya’nın Ukrayna’ya özel askeri operasyon başlatmasının ardından dış basında Ukrayna’nın Polonya, Macaristan ve Romanya arasında paylaşılacağına dair öngörüler yer almıştı. Buna göre Macaristan’ın Zakarpat, Romanya’nın ise Chernovits bölgesinde hak talep edebileceğine dair yorumlar yapılmıştı.
Macaristan hükümeti, 24 Şubat’ta başlayan Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine desteğini açıklamıştı ancak Ukrayna’nın tamamen parçalanması durumunda ZaKarpat Bölgesi’ndeki Macar nüfusla etnik bağlar nedeniyle bu bölgede hak talep edebilir. Macaristan yetkililerinin son aylarda basında yer alan demeçleri, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda AB’nin zarar gördüğünü, ekonomik olarak büyük bir resesyon yaşanabileceğini, enerji ve gıda krizinde yine AB ülkelerinin dezavantajlı olduğunu işaret etmektedir. Bununla birlikte Macaristan artık Ukrayna’ya silah sevkiyatında bulunmayacağını da belirtmişti. Macaristan savaşın bir an önce bitirilmesinden yana tavır sergiliyor ve bunun için eğer yukarıda belirtilen “kazan-kazan” yaklaşımıyla çatışmanın çözümü için bir formül bulunursa Budapeşte’nin bu formüle destek vereceğini düşünüyorum.
Batılı müttefikler, Rusya’nın Ukrayna’da tam bir zafer kazanmasındansa bölgede kontrolü kaybetmemek için Ukrayna’nın bölünmesine göz yumabilirler. Rusya Doğu Ukrayna’da tam kontrolü sağlarken, Batılı müttefikler batı Ukrayna’da kontrolü sağlayarak çatışmayı kazan-kazan yaklaşımıyla yöneteceklerini düşünüyorum. Hatırlanacağı üzere Rusya, geçtiğimiz günlerde askeri birliklerini ani bir kararla Dinyeper Nehri’nin sol tarafına çekmişti. Bu da göstermektedir ki, Rusya, Novaya Rossiya olarak anılan tarihi sınırlarında kontrolü sağlayacak ve Batı Ukrayna’da Nazizmin önlenmesi ve demilitarizasyon haricinde bir talebi olmayacağını düşünüyorum.
Polonya’ya atılan füzelerin kaynağı henüz bilinmiyor ancak Ukrayna’daki savaşın seyrini değiştireceği açıkça görülmektedir. 1919’da Ukrayna İç Savaşı’nda Bolşevikler galip gelmişler ve süreç içinde Ukrayna bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. 2022 yılı Rusya-Ukrayna Savaşı’nda birleştirici bir unsur olarak Sovyetler yok. Bu savaşın sonunda Rusya Doğu Ukrayna’da kontrolünü güçlendirirken, Ukrayna’nın yeni haritasının netleşmesi için sanırım bir süre daha beklememiz gerekecek. Özellikle 2014’ten bu yana iki toplum arasında yaşanan toplumsal travmalar ise daha uzun yıllar sürecektir.