Tüm dünya, enerji ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların ne zaman dengeye oturacağını merak ediyor.
Üretim ilişkileri ve tedarik zincirleri kopuyor, üreticiler fiyatlama yapmakta zorluk çekiyor, ene...
Tüm dünya, enerji ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların ne zaman dengeye oturacağını merak ediyor.
Üretim ilişkileri ve tedarik zincirleri kopuyor, üreticiler fiyatlama yapmakta zorluk çekiyor, enerji maliyetlerinin nereye kadar yükseleceği belirsizliğini koruyor.
Rusya ile Ukrayna arasında sekiz ayı geride bırakan savaş ve küresel resesyon, ülkelerin enerjide ithal kaynaklara bağımlı olmalarının nasıl bir bekâ sorunu yarattığını en öğretici şekilde ortaya koyuyor.
Kaynak çeşitliliğini sağlamış ve ithal kaynaklara bağımlılığını azaltmış ülkeler, büyük bir hızla yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına yöneliyor.
TEMİZ ENERJİNİN PAYI YÜZDE 23
Türkiye, bu alanda son on beş senede alkışlanası yol kat etse de; yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarının toplam elektrik enerjisi kurulu gücü içindeki payı, olması gereken seviyenin çok gerisinde.
Ağustos sonu itibarıyla 102 bin 43 megavat (MW) seviyesine ulaşan kurulu gücümüz içinde rüzgâr (11 bin 137 MW), güneş (8 bin 793 MW), biyokütle (bin 815 MW) ve jeotermalden (bin 686 MW) oluşan temiz enerji kurulu gücümüzün payı yüzde 23’e (23 bin 431 MW) karşılık geliyor.
Denizüstü rüzgâr ve yeşil hidrojen enerjilerinde henüz sıfır noktasında olduğumuzu da kaydedelim.
Bazı okurların “Neden hidroelektrik santrallerini saymadın” dediklerini duyar gibiyim.
Avrupa Birliği’nin üç yıldır HES’leri, doğal dokuya verdikleri zarar nedeni ile “yenilenebilir” tanımından çıkardığını hatırlatmamız gerekiyor.
İZMİR JEOTERMALİ İYİ TANIYOR
Türkiye’nin temiz enerji kaynaklarında en rekabetçi olduğu enerji türü ise jeotermal…
Son yıllarda pek çok toplumsal tepkiye sebep olan ve bazı sorunlu uygulama örneklerine bakılarak haksız itham ve suçlamalara maruz kalan jeotermal enerji, aslına bakılırsa İzmirliler’in yakından tanıdığı bir kaynak.
Balçova ve Narlıdere ilçelerinin büyük bölümü, yaklaşık 25 yıldır jeotermal enerji ile ısıtılıyor. Doğal gazın kentte yaygınlaşmadığı yıllarda adeta bir statü simgesi olan “termalli ev”lerde ısınma giderleri, diğer konutların yaklaşık beşte bir fiyatına sağlanırdı.
Türkiye’nin yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları arasında en yüksek mukayeseli üstünlüğe sahip olduğu kaynak olan jeotermal enerjideki kurulu gücü, geçtiğimiz yıl tüm Avrupa ülkelerindeki toplam gücü geride bıraktı.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) verilerine göre 2021 yılında Avrupa kıtasındaki ülkelerin jeotermal kurulu gücü 30 MW artış ile bin 657 MW’a, Türkiye’deki güç ise 63 MW artış ile bin 676 MW’a ulaştı.
2021 yılı sonu itibarıyla dünyada jeotermal enerjiden elektrik üretilen ülke sayısı 31’e yükselirken, Türkiye kurulu gücü bakımından bu ülkeler arasında dördüncü sırada yer alıyor. Sıralamada ABD 3 bin 889 MW güç ile ilk sırada gelirken, ikinci sırada 2 bin 277 MW ile Endonezya, üçüncü sırada ise bin 928 MW ile Filipinler geliyor.
JEOTERMALDE AVRUPA LİDERİYİZ
Küresel jeotermal enerji kurulu gücünde yüzde 11,5'lik paya sahip olan Türkiye, kurulu kapasite bakımından dünyada dördüncü, Avrupa'da ise ilk sırada yer alıyor.
Ülkemiz, jeotermal kaynaklarının yüzde 42'sini kaplıcalarda, yüzde 26'sını seracılıkta, yüzde 20'ye yakınını konut ısıtmasında, yüzde 10'unu termal turistik tesislerde, yüzde 2,5'ini ise jeotermal ısı pompası ve tarımsal kurutmada kullanıyor...
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre Türkiye, jeotermal enerji kapasitesiyle dünyada dördüncü, Avrupa'da ise ilk sırada yer alıyor. Geçen yıl sonu itibarıyla 14 bin 50 megavat olan küresel jeotermal enerji kapasitesinin yüzde 11,5'i Türkiye'de bulunuyor.
EN YÜKSEK KURULU GÜÇ AYDIN’DA
Ağırlıklı olarak Ege Bölgesi'nde yer alan jeotermal enerjide en yüksek kapasite 850,4 MW Aydın'da bulunuyor. Aydın’ı 353,8 MW ile Denizli, 349,2 MW ile Manisa, 28 MW ile Çanakkale ve 3 MW ile Afyonkarahisar takip ediyor.
Türkiye'nin 102 bin MW’a ulaşan toplam elektrik kurulu gücünün yüzde 1,65'i jeotermal enerjiden oluşuyor. Jeotermalin toplam yenilenebilir enerji kapasitemizdeki payı ise yüzde 3,17. Dünyanın 4'üncü, Avrupa'nın ise en yüksek kurulu JES kurulu gücüne sahip olsak da, 15 yılda ulaştığımız seviyenin ülkemizin potansiyelini asla yansıtmadığını düşünüyorum...
Bu noktada önemli olan hiç kuşkusuz sektörde bilgi, teknoloji ve sermaye yoğun yatırımların artması… Doğru uygulamalar ve doğru yatırımlar özendirilir, teknik açıdan uygunluk ve mühendislik ilkeleriyle hareket edilirse bu kaynağı sadece enerji üretiminde değil pek çok katma değeri yüksek sektörde kullanabiliriz.
BİR ÜLKE JEOTERMALLE ISINIYOR!
Jeotermal enerji bugün Avrupa’nın pek çok ülkesinde kullanılıyor ve çok verimli sonuçlar elde ediliyor. Sözgelimi dünyanın en soğuk ülkelerinden İzlanda’da elektrik üretiminden, sokakların buz tutmasının engellenmesine; tarım üretimi yapan seraların ısıtmasından konutların ısınmasına kadar hayatın her alanında jeotermal enerji kullanılıyor.
Hava şartlarından bağımsız olarak haftanın yedi günü, günün 24 saati elektrik üretilebilen JES’lerde, santralin üreteceği enerji önceden belirleniyor, dış etkenlerden etkilenmediği için de enerji planlamalarını dikkate değer bir doğrulukla kolaylaştırıyor. Yenilenebilir ve temiz enerji santralleri arasında kurulu gücüne en yakın enerjiyi JES’ler üretebiliyor.
Küresel ısınmanın etkisiyle artan soğutma ihtiyacının karşılanması ise mikro kojenerasyon sistemleri sayesinde jeotermal enerjiyle mümkün olabiliyor. Yani yazın soğutma, kışın ısıtma yapılması jeotermal kaynaklarla mümkün hale geliyor.
Bilim ve teknolojinin imkânlarını sonuna kadar kullandığınızda, vatandaşın size tepki göstermesini gerektirecek bir neden de kalmıyor…
JEOTERMAL ENERJİNİN DEV BULUŞMASI BUGÜN İZMİR’DE
İzmir bugün jeotermal enerji için çok önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bu yıl 5’inci kez düzenlenecek Uluslararası Jeotermal Enerji Kongre ve Sergisi, pandemi molasının ardından Kaya Termal Otel’de kapsamlı bir programla gerçekleşecek.
Dünya çapındaki jeotermal projeleri, etki finansmanı, ölçek ekonomisi ve maliyet azaltma potansiyelleri, gelişen ve yenilikçi teknolojiler, petrol ve gaz sahalarının jeotermal potansiyelini tartışacak 200’den fazla üst düzey delege bu kongrede sektörü enine boyuna masaya yatıracak.
Jeotermal enerjide Türkiye’nin en büyük yatırımcılarını çatısı altında toplayan Jeotermal Enerji Derneği'nin (JED) “İş birliği Ortağı” olduğu kongre, İzmir’in “Kongreler Şehri” olma vizyonu ile bire bir örtüşüyor.
HAFTANIN SÖZÜ
Haksızlık yapıp tüm insanlarla birlikte olmaktansa, adaletli davranıp tek başına kalmak daha iyidir.
Gandhi