Geçmiş olsun sevgili ülkem. Geçmiş olsun Elazığ. Acınız acımızdır. Ölenlere rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Yaşanan deprem sonrası Türkiye'nin tek yürek olması özlediğimiz bir tab...
Geçmiş olsun sevgili ülkem. Geçmiş olsun Elazığ. Acınız acımızdır. Ölenlere rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Yaşanan deprem sonrası Türkiye'nin tek yürek olması özlediğimiz bir tabloydu ama çoğu anlı şanlı buna TRT'nin kanalları da dahil televizyonun dizilerine, programlarına devam ettiği ve sınıfta kaldığını da göz ardı etmemek lazım.
Depremlerden ders almak ve deprem gerçeğine uygun politikalar geliştirmek için daha kaç kez ve daha kaç şiddetinde depreme ihtiyaç duyuyoruz?
Kaç vatandaşımız daha ölmeli, kaç yaralımız olmalı? Kaç bina yerle bir olup yıkılmalı? Alışık olduğumuz arama ve kurtarma çalışmalarını daha kaç kez canlı yayında izleyeceğiz?
Bir şey yapmalı…
Bir şey yapmak için İzmirli bir grup genç yedi yıl önce harekete geçmişler. Japonya'ya giderek, oradaki sistemleri inceleme altına almışlar. Bu araştırma yaklaşık iki yıl sürmüş.
İki yıl sonrasında, depremin olacağını 2 gün ila 15 gün arasında şiddetiyle birlikte uyaran bir deprem erken uyarı cihazını ülkemize getirmeyi başarmışlar. Üniversitelerle bağlantı kurup, erken uyarı sistemi cihazlarını belirli yerlere kurarak veri almaya başlamışlar.
Japonya’da 27 yıldır kullanılıyor
Alınan verilerin doğruluğunu kayıtlara geçirerek, cihazın ülkemizde de başarılı olduğu gerçeğini gördükten sonra 2016 yılında hükümetle bağlantıya geçilmiş. Kaldı ki, cihaz Japonya’da bütün testleri başarıyla geçmiş ve 27 yıldır kullanılıyor. Japonya da olan 9 şiddetindeki depremi de haber veren bu cihaz olmuştur.
Ankara AFAD binasında, dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, AFAD Başkanı şimdiki Cumhurbaşkanı Yardımcısı olan Fuat Oktay, Japon yetkililer ve üniversitelerden deprem yer bilimcilerinin de katıldığı bir sempozyum gerçekleştirilmiş.
Katılımcı Bakan olunca medyada sempozyumu izlemiş. Hem Sayın Akdoğan, hem de Sayın Oktay, sempozyum sonunda cihazın Türkiye'ye getirilmesinin ve kullanılmasının önemini ifade eden paylaşımlarda bulunmuş.
‘Deprem bu ülkenin fıtratında var’
Aralarında 'Depremi önceden öğrensek ne yapacağız? Deprem bu ülkenin fıtratında var' diyen AFAD'ta görevli ‘Daire Başkanı’ olanlar da varmış.
Depremin önceden olacağını bilmek neye mi yarar?
Yerel yönetimler başta olmak üzere devletin ilgili birimleri bilgilendirilerek hazır konuma getirilebilinir. Olası bir deprem anında hazır olarak bekleyen ekipler tarafından doğalgaz, elektrik ve su vanaları merkezden kapatılabilinir. Akıllı telefonlara önceden uyarı gönderip halkın önlem ve tedbir alınması sağlanabilinir.
Alarmda olacak olan AFAD, sivil savunma, itfaiye, sağlık ekipleri daha çabuk harekete geçip, vakit kaybetmeden koordineli olarak bölgelerinde çalışmaya başlayabilirler. Bunun gibi olasılıkları fazlalaştırmak mümkün ama önce genç girişimcilere güvenmek ve yollarını açmak lazım.
İzmir Bilimpark Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nde yer tutulmuş ARGE çalışmalarına başlanmış. Hummalı bir çalışma alanı oluşturulmuş. Cihaz Türkiye'ye uygunluğu düşünülerek geliştirilmiş.
O dönem yazılı basın da ilgisini eksik etmemiş. Konuyu gazetelerinde haberleştirmişler.
Ne mi olmuş?
Bir şey olmamış. İlgi ve alaka bitmiş. Destek alınamamış. 'Cihazın varlığı yok sayılmış. Türkiye'de hiç bir başarı cezasız kalmaz' söylemi bir kez daha yaşanmış.
Bizim bile aklımıza ne zaman geliyor konu? Yüreğimizi acıtan deprem gerçeğini yaşayınca...
Acısız günler dileklerimle iyi bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum. Sağlıcakla kalın.