“At sırtında dünyayı fethetmek kolaydır. Zor olan attan indiğinde fethettiğini yönetebilmektir.” Evet, aynen böyle demişti olağanüstü fetihlerin hakanı Cengiz Han...
Bir atasözü vardır; “Ata binince,...
“At sırtında dünyayı fethetmek kolaydır. Zor olan attan indiğinde fethettiğini yönetebilmektir.” Evet, aynen böyle demişti olağanüstü fetihlerin hakanı Cengiz Han...
Bir atasözü vardır; “Ata binince, yükseğe çıktım diye yerdekini unuturlar. Attan inince yukarıda bizleri yaratan Allah’ı unuturlar.” Tabi bu bir atasözüdür ama bazen atasözleri “cuk” diye yerine oturur…
KORONA İLE MÜCADELE EDENLERE
Benden selam olsun. Korona savaşının her siperinde bilinç ve özveriyle yerini alanlara, kendisinin, toplumun ve ailesinin korunma önlemlerini hiç ihmal etmeyenlere ve artıranlara... Salgının yayılması gittikçe daha vahim bir duruma bürünürken “rehavet” sözcüğünü sözlüklerimizden bile silmeliyiz... İçinde kâbusu barındıran bir kış mevsimine giriyoruz…
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ GENELGESİ
Diyanet İşleri Başkanlığınca, 12.11.2021, tarihinde, 81 ilin Müftülüğüne gönderilen genelgede, Covid-19 tedbirleri kapsamında uygulanan “mesafeli saf düzeninin” sonlandırılarak cemaatle kılınan farz namazların normal saf düzenine geçilmesi talimatı verildi. Diyanet İşleri Başkanlığınca konuya ilişkin genelgede, ülke genelinde 18 yaş üstü nüfusun aşılama verileri ve kış şartları nedeniyle açık alanlarda namaz kılma imkânı kalmadığı hatırlatılarak cemaatle kılınan farz namazların normal saf düzenine göre eda edilmesi istendi…
“Cami ve Mescitlerde Saf Düzeni” başlıklı genelgede, şu ifadelere yer verildi:
“Covid-19 salgını kapsamında vatandaşlarımızın sağlığını korumak amacıyla 13 Mart 2020 tarihinden itibaren cami ve mescitlerde Başkanlığımızca gerekli tedbirler alınmış gerek din görevlilerimiz gerekse vatandaşlarımız tarafından konuya gereken hassasiyet gösterilmiş, ilgili kurumlarca malum olduğu üzere cami ve mescitlerde salgın kaynaklı problem yaşanmamıştır. Kış şartları sebebiyle açık alanlarda namaz kılma imkânı kalmaması, ülke genelinde 18 yaş ve üstü nüfusun büyük oranda aşılanması ve toplumumuzun salgın tedbirlerine riayet konusunda alışkanlık kazanmış olması göz önünde bulundurularak yeni düzenlemenin yapılması gerekli görülmüştür.
Bu itibarla temizlik ve maske kurallarına uyulmak kaydıyla cami ve mescitlerde cemaatle kılınan farz namazların normal saf düzenine göre eda edilmesi hususunda bilgilerini ve gereğini arz/rica ederim.”
Sağlık Bakanı, kış aylarının gelmesiyle, kapalı yerlerde daha çok vakit geçiren insanların tedbir alınması istenirken, hala aşı olmayan insanların çoğunlukta bulunduğu ve Covid-19 için tehditlerin devam ettiğini belirtip ve her gün yeni vaka ve hayatını kaybedenleri günlük olarak açıklıyor. Sağlık Bakanlığı her gün 24 binlerden aşağı düşmeyen yeni vakaların tespit edildiği ve 200'den aşağı düşmeyen Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayıları açıklanıyor. İnsanlar hala rehavet içerisinde, kalabalık yerlerde maskesiz dolaşmaya devam ederken, Kapalı alan olan ve insanların ibadetlerini yapmak için gittikleri camilerde sık düzen saf tutmalarını isteyen Diyanet İşleri Başkanlığı genelgesi ise “yanındaki insanın aşılı mı, aşısız mı, ne olduğu belli olmayan insanla yan yana durup saf tutacak. Adam abdest alıyor, yalınayak ıslak ayaklarıyla camiye girip halılara basıyor. Sonra siz secdeye varıp ıslak ayakla basılan o halıya anlınızı, burnunuzu, ağzınızı değdiriyorsunuz. Bu Covid-19’a davetiye çıkarmaz mı?
Covid-19 tehlikesi bitinceye kadar, Diyanet İşleri Başkanlığı, yayınladığı bu genelgeyi tekrar gözden geçirmeli ve herkesin mesafeli saf düzeniyle namaz kılmalarını sağlayacak kararı almalıdır. İmamları bu iş için zorlamamalıdır…