Bağlanma süreci kadar çocuklukta yaşanılan olumsuz anılarda yetişkinliğimizi etkilemektedir. Hepimizin yaşadığı olumsuz deneyimler vardır. Bazılarını hatırlar bazılarını ise hatırlamayız. Hatırlamadığ...
Bağlanma süreci kadar çocuklukta yaşanılan olumsuz anılarda yetişkinliğimizi etkilemektedir. Hepimizin yaşadığı olumsuz deneyimler vardır. Bazılarını hatırlar bazılarını ise hatırlamayız. Hatırlamadığımız anılar terapi yöntemleriyle ortaya çıkıp temizlenebilir. Çocuklukta yaşadığımız travmalar yetişkinlik hayatımızı büyük ölçüde etkiler. Travmalarımız yaşadığımız bazı olaylarda tetiklenebilir. Nedenini anlamadığımız olayların temelinde çocukluk travmalarımız yatabilir.
Yaşanan kötü olaylar hepimizi aynı derecede etkilemeyebilir. Her insanın yaşanan olaylarla baş etme becerisi birbiriyle aynı değildir. Önemli olan gerçek bizim ne kadar etkilendiğimizdir. Bu hayatta her şey çocukluğumuzla ilişkili olmayabilir. Kaygılı bir insan değilken yaşadığınız olumsuz bir olay sonucunda da kaygılı olmuş olabilirsiniz. Ama genellikle çocukluğumuz hayatımızı büyük bir ölçüde etkilemektedir.
Çocuklukta hepimizin kendiyle ilgili aldığı inançlar vardır. “Güvendeyim”, “Cesurum”, “Güçlüyüm” gibi olumlu inançlar kadar “değersizim”, “aptalım”, “sevilemem” gibi olumsuz inançlarda olabilir. Aslında hayatımız kendimizle ilgili aldığımız inançlar üzerine kurulmaktadır. Değersizim inancını bilgisayarın masaüstündeki bir dosya olduğunu düşünelim. Çocuklukta ilk değersiz hissettiğinizde bir dosya açılır. O andan itibaren ne zaman değersizim hissetseniz bu kutu içine atılır. Aynı şekilde “tehlikedeyim” kutusunun içine de tehlikede hissettiğiniz zamanlardaki anılarınız depolanır. Anılarınız depolanırken aynı zamanda düşünce, duygu ve beden duyumlarınızda kaydedilir. Dosya kutuları çokça çeşitlendirilebilir. Önemli olan beyninizde bir sürü kutu olduğudur. Bu kutuların içinde yüzlerce olumlu ya da olumsuz anı saklanır. Bunlar ya terapi yöntemiyle ya da olumlu deneyimler yaşadıkça azalabilir. Önemli olan şudur; değersizlik duygusunu yaşadığınız olaylarda bu kutu içinde birçok anı tetiklenebilir. Bir süre sonra yaşadığınız deneyimler bu kutuya sığmayacak kadar artabilir. Şimdiye kadar baş edebildiğiniz değersizlik duygusuyla artık baş edemeyebilirsiniz. Buna ansızın ortaya çıkan panik ataklar eşlik edebilir. “Şimdiye kadar bir şeyim yoktu ne oldu bana” diyebilirsiniz. Çünkü kutu ağzına kadar dolmuş olabilir. Bunun için kendinizle ilgili aldığınız kararlar tüm hayatınızı etkilemektedir.
Sağlıklı yaşam için sırtımızdaki yüklerden kurtulmamız gerektiğini düşünüyorum. Bizi zorlayan ve engelleyen duygu, düşünce ve duyumlardan kurtulmak varken neden onlarla yaşayalım. Hayat sizin hayatınız ve hayatın içinde var olabilmek adına olumsuz anılarınızın sizi engellemesine izin vermeyin. Bence herkesin hayat ve ruhunun kalitesini arttırmak adına terapiye gitmesi gerektiği görüşündeyim. Hayatta hepimizin travmaları olabilir. Farkında olmadan farklı zamanlarda, durumlarda ya da yerlerde kendini göstermektedir. Sadece bazılarının bunlarla yüzleşmeye cesareti yoktur. Hazır değildir. Direnç gösterenler özellikle yaşadıklarını anlamlandırmayı dahi inkar edebilirler.
Kendinizi, hayatınızı ve ilişkilerinizi gözden geçirin. Hayatınızı engelleyen çocukluk travmalarınızı bir terapist eşliğinde temizletin.