8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Mağaza vitrinleri bir hafta öncesinden indirim reklamlarıyla doldu.
Her yer çiçek böcekle donatıldı.
Sosyal medyada boy boy ‘Kadınlar başımızın tacı’ temalı gönde...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Mağaza vitrinleri bir hafta öncesinden indirim reklamlarıyla doldu.
Her yer çiçek böcekle donatıldı.
Sosyal medyada boy boy ‘Kadınlar başımızın tacı’ temalı gönderiler paylaşıldı. Düşünceli beyler eşlerini bir küçük hediyeyle mutlu etti. Kısacası her sene olduğu gibi (sözde) bir günlüğüne her kadın değerli her kadın önemli ilan edildi.
9 Mart ve beraberindeki diğer günler mi?
7 Mart ve öncesinde olduğu gibi şiddet, baskı, istismar, taciz, namus(!) cinayetleri ve ön yargılar... Tabi ki her şey kaldığı yerden devam edecek.
Hemen hemen her ana haber bülteninde karşılaştığımız hep aynı cümlelerle ah tüh vah yeter bu son olsun dediğimiz kadın cinayetlerinin bir de görmediğimiz kısmı var biliyor musunuz?
Sonu henüz (!) ölümle sonuçlanmayan ama yaşamı sadece nefes almaktan ibaret olan, hayatı elinden alınmış onlarca yüzlerce kadın var bu memlekette. Sırf fizyolojik olarak daha güçlü yaratıldığı için kendini kadının sahibi olarak gören mide bulandırıcı insanlarla yaşıyoruz.
Bu erkeklerin sindirdiği bazı kadınlar da aklım asla almıyor ama gözü görürken kulağı işitirken bile kocasının kuklası olmuş durumda. Öz kızını öldürmek iddiası ile yargılanan adamın karısı; hayalleriyle, yaşayacaklarıyla toprağın altına verilen gencecik kızın annesi “Benim eşim böyle bir adam değil, kötü bir adam değil, yavrularımıza da bana da kıymaz” diyor. Diyelim ki yapmadı öldürmedi, olabilir tabi ki ama böyle bir ihtimali düşünmeye bile katlanamamalı insan bırakın körü körüne inanmayı…
Bir de kalıplaşan ön yargılardan ‘Kadın yapamaz’ konusu var. Gerek toplumsal gerek özel hayatta 20-30 yıl öncesine oranla daha aktif olan günümüz kadınları için ön yargılarımızı hala kıramadık. Sanki her işin en iyisini erkekler yapıyormuş da kadınlar erkeğin gölgesinde yarım yamalak bir işi halledebilirmiş gibi genel bir algı var.
Mesela klişedir; erkeklerin tamamı mükemmel bir şoförmüşçesine toy bir sürücü gördüğünüzde ‘Kesin kadın’ denilir. Kadın yaptığında sorgusuz sualsiz ‘Namussuz’ olur. Erkek yaptığında öyle ya da böyle ‘Her akşam fasulye yenmez’e döner mevzu. Kadın gece geç saatte dışarıdaysa başına gelecek her türlü belayı hak etmiştir ama erkek öyle mi onun ki talihsizliktir.
Hatırlatmak isterim ki sene 2020!
Kadınların meslek hayatına katılmasının işsizliğin temel nedeni olduğunu düşünenlerden tutun da hangi mesleklerin kadınlar için hangi mesleklerin de erkekler için daha uygun olduğunun değerlendirmesini yapmaya kalkan birçok insanla iç içeyiz. Kadınların evde oturması gerektiğini düşünenlere inat, kaportacılık, kamyon şoförlüğü, inşaat ustalığı gibi erkek mesleklerini (!) başarıyla sürdüren kadınlarımız var oldukça 8 Martlar daha anlamlı olacak.
Daha özgür, adaletli, huzurlu ve kendi gücünü keşfeden kadınların olduğu bir ortamda anlamına yakışır kutlamalar yapacağımız 8 Martlara...