8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde kadının gücü, kadının başımızın tacı olduğu, anamız, bacımız ve aşkımız olduğu konuşuldu. Kadının çilesi konusunda, kadın cinayetleri, kadına şiddet konularında pa...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde kadının gücü, kadının başımızın tacı olduğu, anamız, bacımız ve aşkımız olduğu konuşuldu. Kadının çilesi konusunda, kadın cinayetleri, kadına şiddet konularında paneller düzenlendi. Çoğu erkek olan konuşmacılar kadının özgürlüğü için dilek tuttu.
“İzmir Kadındır”.
“İstanbul, Kadınla Güçlüdür” sloganları kentlerin bilbordlarını süsledi.
Bendeniz de bir hekim olarak; hayat kurtarmaya, hayatta kalmaya, hayatta tutmaya ve sağlıklı yaş almaya dair her türlü bilimsel çalışmayı okuyan, araştıran ve inceleyen bir tıp insanı olarak, kadının sağlığı konusunda incelemelerde bulundum.
Gelin, bunlara bakalım:
Basit Sorular
Kadın olmanın zor olduğu bir dünyada sağlıklı olmak kolay mı?
Sağlığımızı kim tanımlıyor ve biz neye sağlık diyoruz?
Hayatımız bizden önce tasarlanmışken sağlığımız bizim ellerimizde mi?
Sağlık bilgisinin kaynağını nasıl bulacağız?
Yanıtlar
Kadınlar, sağlıkla ilgili öğrenilmiş ve alışılagelmiş davranışları çoğu kez sorgulamadan kullanabiliyor. Mesela bir yeri ağrımadan ya da bir etkinliği kısıtlanmadan akıllara sağlık gelmiyor. Sorun hissedilmediğinde kendisini, bedenini sonuna kadar zorlayıp hırpalayabiliyor. Doğru sağlık bilgisine ulaşma konusunda her zaman yeterince ısrarlı olmaz ve medyanın yönlendirici haberleri veya reklam haberler hepimiz gibi kadını da az ya da çok etkiler.
Tanımlar
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığı ruhsal, bedensel ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hali olarak tanımlamaktadır.
Toplumsal rol ve beklentiler gereği, kadınların bazı haklarını elde edememesinin kadın sağlığı için ciddi bir kısır döngü oluşturduğu düşünülmektedir. WHO, kadın ve sağlığı: “Eşitlik: herkese eşit sağlık hizmeti” başlığı altında incelemektedir.
Kadınların sağlığının korunması sadece bireysel olarak kendilerinin değil, aynı zamanda eş ve çocuklarının, dolayısıyla ailenin ve toplum sağlığının da korunması demektir.
Kadın sağlığı erkeklere göre sorunlarda, nedenlerde, baş etme düzeylerinde ve sağlık bakım gereksinimlerine ulaşmada farklılık göstermektedir. Çünkü kadın sağlığı sadece fizyolojik durumlardan değil bunun dışında, toplum içindeki statüden, sosyo-ekonomik ve sosyo-politik durumdan, çalışma ortamından, aile içi ve sosyal ilişkilerden olmak üzere birçok faktörden etkilenmektedir.
Doğuşta beklenen yaşam süresi
Yaşam kalitesi ile ilgili önemli göstergelerden biri doğuşta beklenen yaşam süresidir. Türkiye’de 2018 verilerine göre nüfus geneli için toplamda 78 olan doğuşta beklenen yaşam süresi, erkeklerde 75.3 ve kadınlarda 80.7 yıldır.
Kadınların erkeklere göre daha uzun yaşamalarının, kronik hastalıklar ve geriatrik problemleri de beraberinde getirdiği, bu durumun da kadınları olumsuz yönde etkilediği unutulmamalıdır.
İlk evlenme yaşı
Türkiye’de ebeveyn onayıyla yasal evlilik yaşı hem erkekler hem de kadınlar için en düşük 17’dir. İlk evlilik yaşının özellikle ülkemizde doğumlar üzerine etkisi bulunmakta, evlilik doğum için bir başlangıç kabul edilmektedir.
Kadınlarda sık rastlanan hastalıklar
Günümüzde kadınların bir numaralı korkulu rüyası hala meme kanseri olsa da kadınlarda meme kanseri dahil tüm kanserlerden ölüm oranı yüzde 22’dir.
Oysa kalp hastalıkları arasında yer alan koroner arter hastalıkları (KAH) tüm dünyada her yaş grubundaki kadınlarda bir numaralı ölüm sebebi olmaya devam etmektedir.
KAH’a bağlı ölüm oranı kadınlarda yüzde 38 olup tüm kanserlerin toplamından daha fazladır. Kadınların klasik bilgiler ışığında KAH’nın kendileri için önemli bir risk olmadığını düşünmeleri bu hastalıktan ölüm oranlarının yüksek olmasının sebeplerinden bir tanesidir. Dolayısıyla toplumun bu konuda bilgilendirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Bu konudaki farkındalığın artırılması ülkemizde kadın sağlığının geliştirilmesine büyük katkı sağlayacaktır.
SON SÖZ: Kadın, sağlık hizmetine ulaşma konusunda erkeğin bir adım gerisindedir. Çözüm, özgür ve eşit toplum bilincine ulaşmaktır.