‘Can’ deyince ne geliyor aklınıza ilk? ‘Can’ var bir de ‘candan öte’lerimiz var değil mi? Ne kıymetlidir ‘can’ dediğimiz şey, hele ‘candan öte’ dediklerimiz kelimelerle bile ifade edilemiyor. Bir de a...
‘Can’ deyince ne geliyor aklınıza ilk? ‘Can’ var bir de ‘candan öte’lerimiz var değil mi? Ne kıymetlidir ‘can’ dediğimiz şey, hele ‘candan öte’ dediklerimiz kelimelerle bile ifade edilemiyor. Bir de adı üstünde ‘CAN DOST’larımız var. Yeri geldiğinde bir göçük altında canımızın bedende olduğunu haber veren, yeri geldiğinde hastayken ya da yalnızken en vefakar dostlarımızdan daha cefakar ve vefakar şekilde başucumuzdan ayrılmayan ‘CAN DOST’larımız!
Bir yanda can dostlarımız, diğer yanda Allah’ın yaratırken kendinden verdiği vicdan, merhamet ve akıl olgusunun ötesinde dünyadaki en korkunç canlı olan insan! Bir yanda da ‘İnsan’ derken bile utandığım, içimdeki öfkenin kontrolünü sağlayamadığım, adını anmak bile istemediğim lanet uygulamayı kullanan yaratıklar!
ASLINDA HER BİRİ EVLAT
Uygulamanın kuruluşu her ne kadar insani bir amaç taşısa da hatta yaşanan acı bir olaydan sonra başkalarının da canı yanmasın diye bir niyete dayansa da sonrasında yaşananlar akıl dimağını durdurur nitelikte oldu. Birçoğunuzun evinde bir can dostu vardır ‘EVLAT’ dediği; benim de var. Evinizde bir can dostunuz yoksa da parkta, yolda sokakta ya da bir arkadaşınızın evinde illa ki başını okşamışlığınız vardır bu çocukların...
Bizden bekledikleri tek şey sevgi; karınlarını doyurmak bile sevgiden sonra istedikleri şey. Ama insan denen canlı yaşama hakkı bile tanımaz hale geldi. Doğadaki hiçbir canlı hayatı tehlike altında olmadan ya da avlanma iç güdüsü taşımadan başka bir canlıyı yok etmeye çalışmazken, akıl yetisi olan insan denen varlığın kendinden başka bir canlıya yaşam hakkı tanımaması neyle izah edilebilir ki? Ve insandan zarar görmeyen hiçbir can dost, doğrudan saldırma eğilimi göstermezken, başı boş sokak hayvanlarının ‘saldırdığı’ gerekçesiyle ölümle cezalandırılması hangi vicdana sığdırılabilir ki?
YÜREĞİNİZ VAR MI?
Sahipli ya da sahipsiz, o ‘başı boş’ dediğiniz canlar birilerinin evlatları! O evlatlara ölümü reva gören yaratıkların da birçoğunun çocuğu vardır herhalde; hani çocuk aklı ya çocuğunuz birine akıl yetisi dışında zarar verse ve öldürülse ‘Haketti, saldırmasaydı! Zarar vermeseydi!’ diyebilecek misiniz? ‘Ama sokak köpekleri de durduk yere saldırıyor, belediye onları toplasın’ diyenler, vakti zamanında o can dostun hangi insan denen korkunç canlıdan ne zarar gördüğünü acaba biliyor musunuz? Ya da ‘Belediye toplasın’ demek yerine barınaklara kapatmaktansa her biriniz evinize almasanız da kapınızın önünde bir kap yemek, bir kap suyla bir can dosta sahip çıkabilecek yüreğe sahip misiniz?
Sokaklardan biri toplanacaksa ille de insanları toplatmak için başvuralım belediyeye, devlete ya da her nereye gerekiyorsa; çünkü sokaklar önce onların. Bizim kadar onların da yaşama hakkı var; hatta kötü niyeti, tecavüzü, yalanı, nankörlüğü, hırsızlığı bilmeyen o canların insanlardan daha çok yaşamaya hakkı var!
Sevmiyor olabilirsiniz ama bu zarar verme hakkına sahip olduğunuzu göstermez. Sevmiyorsunuz diye zarar veren birini gördüğünüzde onu durdurmayacağınız anlamına da gelmez. Unutmayın sadece can dostlar değil, çocuklarınız da sokaklarda parklarda bu yaratıklarla aynı dünyada yaşıyor.
Artık ‘Yılan bana dokunmasa da yaşamasın’ demeyi öğrenelim!
Bugün o canlara dokunan yılan, yarın ailenize hatta çocuklarınıza da dokunmaktan çekinmeyecektir!