Malesef artık insanlığın güven duygusundan uzaklaştığı, bireysel yaşamı tercih ettiği bir çağı yaşıyoruz. Etrafımızda olan biten şeylere karşı duyarsız davranışlar göst...

Malesef artık insanlığın güven duygusundan uzaklaştığı, bireysel yaşamı tercih ettiği bir çağı yaşıyoruz. Etrafımızda olan biten şeylere karşı duyarsız davranışlar göstermek çok normal bir hal almış durumda. Bir an önce kendi kurtarılmış bölgemize dönüp orada güvende hissetmek arzusundayız. Böyle düşünen insanlar hiç bir zaman gerçek mutluluğu yakalayamaz. Yani geçici duygu ve düşüncelerdir bunlar. Hepimiz şu cümleyi duymuşuzdur; “Nerede o eski günler, eski komşuluklar, eski bayramlar…’’ gibi. Bu ‘eski ’ile başlayan geçmişe özlem cümleleri uzar gider. Neden mi? Çünkü aynı sokaktaki komşumuzun sevinciyle coşup kederiyle hüzünlendiğimiz o vakitler geride kalmış. Duyguların bu samimiyet içerisinde yaşanması hali, insanı duyarlı, vicdanlı ve vefalı yapan unsurlardır. Mahalle ortamında yetişen veya aynı ev içerisinde bir büyükanne / büyükbaba ile bir arada yaşayan, büyüyen bir çocuk, muhakkak ki vicdan sahibi bir birey olacaktır. Bu vicdan duygusu ise vefalı olmasını sağlayacaktır. Gün görmüş, yaşı kemale ermiş büyüklerimiz genel olarak hayatın bir gel-geç yeri olduğunu ve insanların bir şeyi paylaşarak bir arada yaşamasının güzel olduğunu bilir. Durup şöyle bir bakıyorum da unuttuk söz vermişliğimizi... Hakk’a inanıp onu savunmayı… Adaletten ayrılmamayı… Unuttuk merhamet katarlarının önü sıra gitmenin en şerefli yolculuk olduğunu… Birlikte bir yolda yürümeyi unuttuk… Çiçekleri ezmemeyi… Başkalarının ayağı takılıp düşmesin diye yol ortasında duran taşları kaldırmayı unuttuk. Bize ihtiyacı olan birine omuz vermeyi, koluna girmeyi unuttuk. Dünyanın sevgi ile kurulduğunu unuttuğumuzda başladı her olumsuz şey… Vicdanların cazibeli gibi görünen karasına aldandık. Kalbimizde hiç kimseye yer açmadık. Açmadık ve üşüdük… Üşüttüğümüz titreyen yüreğimizi başka yerlerde ısıtma çalıştık. Oysaki biz lazımdık yine bize, yalnızca sadece birlikte yola çıktığımız biz... İleride birçok gün keşke dememek için bir çok anlamsız ego savaşlarına dur dememiz gerek, güzel günler önümüz de bu bizim elimiz de yol vardır güzelliklere giden ama gitmek gerek o yolun üzerinden. Yol bu ya, birçok badireler var belki atlatılacak. Cümlenin sonundaki gibi ama atlatılacak. Daha çok hüzünleneceğiz, daha çok güleceğiz, yeter ki herşeye rağmen aynı yolda yürüyelim. Unutun yaşamınız boyuncaki tüm ezberlerinizi bir ezberin tekrarı olmasın artık. Çekmeyin olumsuz eskiyi üzerinize verin ellerinizi bir birinize herkes bir sefer geldi bu güzel hayata. Bir ve beraber olmamız için daha başka ne yaşanması ve olması gerekiyor ki? Olumsuz tarafından değil de güzel yanından bakalım hayata. Unutmayın hayat bize eksiklerinden çok artılarını sunuyor. Bunu şimdi anlamamıza imkan yok. Sakin bir şekilde beraber bir yolda yürüğümüzde anlayacağız geriye şöyle bir bakınca birlikte geçirdiğimiz ve geçiremediğimiz günlerin kıymetini. Birlikte daha nice yollar yürümeniz temennisiyle önünüze çıkan her engeli aşmanız dileklerimle. Sevgi ve saygılarımla sağlıcakla kalın.