Geçmişten günümüze her toplumda hükümetlerin ve yöneticilerin boşlukları sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından doldurulmuştur. Bazı zaman ise hükümet ve yönetimler STK'lar ile birlikte toplumsal ç...
Geçmişten günümüze her toplumda hükümetlerin ve yöneticilerin boşlukları sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından doldurulmuştur. Bazı zaman ise hükümet ve yönetimler STK'lar ile birlikte toplumsal çalışmalar yapmıştır.
STK'lar meslek, spor, kültür, eğitim, hobi vb sosyal yardımlaşma başta olmak üzere birçok alanda çok ciddi ve kayda değer yardımlaşma ve çalışmalar yapmış ve halen bu çalışmaları yapmaktadır.
STK olmak; Şahsi kazanç elde etmeden, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.
STK'cılığın uzun vadeli ve toplumun her kesimine dokunması için yönetim kadrsorunun oturduğu koltuğu bir vasıta olarak görmemesi gerekir.
Yönetici kadro; yeri geldiğin de ailelerinden yeri geldiğin de vakitlerinden, yeri gediğinde imkânlarından fedakarlık yapmalıdırlar. Yoksa yöneticiliği; bitmek bilmeyen meslek haline getiren, insanlar tarafından şöhret olmak isteyen, nefsini çıkarlarını gözeten ve reklamın dışında hiçbir proje üretmeyen yöneticiler olarak üyeler ve toplumun gözünde itibarsızlaşırlar.
Toplum ve o STK içerisindeki insanlar adına faydalı olabilmek ve birlik beraberliği sağlamak adına yapılmış her samimi güzel projenin önü yolu açıktır.
Bir meslek grubuyla ilgili kurulmuş STK'nın öncelikli amacı o meslek grubundan kişilerin hak ihlaline uğradıklarında daha etkin bir mücadele yürütebilmeleri için hukuki, pratik ve finansal destekler sağlanmasını içermektedir. Ayrımcılığa uğrayan kişi ve/veya gruplara avukat desteği yani yasal destek sağlanması ve düzenlenen eğitim faaliyetleri ve hazırlanan rehberler aracılığıyla yapılan sunum, konferans ve bilgilendirme toplantılarıyla kamuoyuna bilgi paylaşımlarını sağlamalıdır.
Ben değil biz olmak için önce ayrıştırmamak gerek; Yani o meslek grubu bünyesinde emek vermiş ekmeğini, rızkını o işten çıkarmış ve çıkaran fakat haksızlıklara uğramış emekçilerin hakkını savunmaktan geçiyor biz olabilmek.
Hayatta nelerini gördük duyduk kıymetli dostlarım bugüne kadar, Bireysel olarak karşılıksız herkese faydalı olabilmek insana muazzam bir keyif yaşatıyor. Birde bunu sizin gibi düşününlerle olanlarla yaptığınızı ve daha çok kişiye faydalı olup dayanışma sağladığınızı düşünsenize.
İNCE ÇİZGİ
Öncelikle düşüncem bir insan için bir şey konuşacaksam o konuya çok iyi vakıf olabilmeliyim bir işi hakkaniyetiyle yapmak önemli olandır. Bir işi becerememek ile ihanet arasında ince bir çizgi vardır. Bir yönetici seçilir veya atanır, lakin bazen eğitimi, bilgisi ve fıtratı gereği başarısız olabilir. Bu gayet normaldir, olağan bir durum. Bu yüzden üyeler de, toplum da anlayışla karşılar. Fakat beceremediği halde koltuğu işgal edenler, toplumun kazanımlarına engel olmaları sebebiyle kul hakkına girerler, işte o işin vebali büyüktür. Aynı zamanda bu tutum içinde olmak topluma yapılan bir ihanettir. İnsanların şevkini kırmak ve o oluşumun sürekliliğine zarar vermektir.
Yeni bir proje: Kıymetli okurlarım, bu günlerde çok geniş yelpazede olan meslek grubumuzdaki bir çok dostlarımızla bir araya gelerek oluşumunu başlattığımız güzel ve büyük bir projenin heyecanını yaşıyoruz. Sorunlar sıkıntılar ortak olunca ortaya çok güzel fikirlerin buluşmasıyla çözüm önerileri, birlik ve beraberlik çıkıyor. Bu güzel oluşumu önümüzdeki günler de sizlerlele paylaşacağız, şimdiden hayırlı olmasını diliyor çıktığımız bu yolda Allah utandırmasın diyorum.