Kendi düşüncelerimi, gözlem ve söyleşmelerimden çıkarıp yazıyorum yıllardır. Neyi yazacağıma, neyi önemli gördüğüme karar veren benim. İzmir depremi yaşandığından beri bir türlü anlatamadığım “yeni ne...
Kendi düşüncelerimi, gözlem ve söyleşmelerimden çıkarıp yazıyorum yıllardır. Neyi yazacağıma, neyi önemli gördüğüme karar veren benim. İzmir depremi yaşandığından beri bir türlü anlatamadığım “yeni nesil fırsatçılıklar” doğdu şehrimde. Bir de üzerine, ülkemi adeta esir alan ekonomik kriz sarınca bu “fırsatçılara” yeni günler doğdu. İktidar ve yandaşları sürekli “mugalata” yaptığından, bolca saçmalayıp aslında tarihe “net anlayışsızlar” olarak geçtiklerini fark etmeden kelam ediyorlar bıkmadan.
Önce asgari ücreti yükselttiler. Sandılar ki vatandaş çok mutlu olacak ve her çalışan bu asgari ücreti evine götürebilecek. Oysa bırakın “herkesin” bu yeni ücrete kavuşmasını, bir de ekmekten suya, benzinden ete, süte, yumurtaya yapılan insafsız, vicdansız zamlarla güya süper asgari ücret de garip gurabanın, fakir fukaranın umutları da söndü, eridi.
Dikkat edin, ekranlarda konuşan her nevi siyasetçi ve gazetecinin “maddi sorunu” var mı sizce?
Türkiye inanılmaz günlerden geçiyor. Devlet aygıtının makamlarını paylaşanlar zerre hissetmiyorlar gerçekleri. Çünkü “haber olanlar” genelin ancak binde biri. Türkiye sadece İzmir, İstanbul, Ankara’dan ibaret değil ki!
Bakın şu ev kiralarındaki, satış fiyatlarındaki artışlara? Normal mi?
Şu anda İzmir’de “oturulabilecek” bir evin fiyatı “milyon”, kirası en az “4 bin” …
İki ev sahibiyle görüştüm. İsimlerini yazmayacağım. Biri Bayraklı diğeri Bornova’da kiralık evleri olan, emekli öğretmenle emekli astsubay iki beyefendi. Bayraklı’daki ev sahibinin evindeki kiracı 2.000 veriyormuş. Bornova’daki ise 1.900 lira. İlginç, ikisinin de kiracısı 9 yıldır oturuyormuş. Bayraklı’daki ev sahibini, deprem sonrası “emlakçılar” üste ziyaret etmiş. Demişler ki “sen kiracınla sözleşmeni iptal et, zararı biz verelim, evini de 4.500’den kiralayalım!”. Ev sahibi bu emlakçıları kovmaktan beter etmiş. Adamdaki yüreğe bakın ki “Sizin Allah’tan korkunuz yok mu ki bana böyle ahlaksız teklifte bulunuyorsunuz. Kiracım evladım gibi, nasıl derim gidin diye?” Bornova’daki ise ne yazık ki uymuş bu ahlaksızlığa. Bana anlatırken kahrolduğunu hissettim ama, olan olmuş. Ona da gitmiş benzer emlakçılar. “Çıkar kiracını, biz ona bir aylığını iade edelim, senin de evini 6 binden kiralayalım.” Gerçekten de olmuş bu. Kiracıya 100 lira da fazla verip, ay ortasında çıkarmışlar. Üç gün geçmemiş ev, 5.500 liradan bir “yeni vatandaşa” kiralanmış.
Depremden beri yazıyorum. Valisinden siyasetçisine “okunduğumu” epey de ardımdan küfür yediğimi biliyorum. Ama dedim size, susarsam haramzadeyim! Ülkem de şehrim de “konuşulanların” dışında bir tuzak içinde. Parası olanlar olmayanların halinden anlamadığı gibi, garip bir şekilde ve adeta halkla alay edercesine mugalata yapıyorlar. Gençlerine hakaret eden bir iktidar olur mu? Gençlerinin kaçma isteğini “defolsunlar” diye karşılayan bir anlayış olur mu? Ama iktidar bu kadar “rahat” istediğini yapabiliyorsa bunun nedeni muhalefetin yöntem sorunudur. Muhalefet örgütlerinin yerel anlamda çalışması yok, halkın yaşam koşullarını mercek altına alan vekil sayısı da çok çok az.
Fakirliğin şekil, görünüş, içerik değiştirdiğini bilmiyor mevcut siyasetçiler. Bazı ekranlardaki fukara haberlerini fukaralık sayıyorlar sadece. Oysa “fukaralık” görülmüyor, “fukaralar” asla konuşmuyor. Ülkede paylaşma, dayanışma yok. Komşuluk, dostluk, kötü günde birliktelik sadece hikayelerde kaldı. Zenginler daha zengin olurken, fukaralar artarak olası toplumsal kaos ihtimalini arttırıyor.
Daha kötü günler kapıda. Bu empati yoksunluğu, kibir ve cehalet inanılmaz boyutlarda. Ama benim umudum var. Çünkü tarih biliyorum ve tarihte “zulüm ile abad olanların ahirlerinin berbat olduğunu” gördüğüm için diyorum, keşke ders alınsaydı da tekerrür etmeseydi tarih!
CUMAYA…
Birkaç konu var cuma gününe. Kısa kısa farklı başlıklarla yazacağım, bende konu da sorun da çok mesele sadece bunlardan seçim yapmak. Cuma size bir de özel haberim var. Yıllar sonra yine sahalara dönüyorum. Nerede, nasıl, ne zaman, saat kaçta cumaya umuyorum yazacağım. Bayraklı Şehir Hastanesi’nin bitemeyişi ile ilgili çok tuhaf bir bilgi edindim. Onu fotoğraflarla yazacağım mesela cumaya. Sağlık ile emlakçılık nasıl yanyana olur anlamış değilim. Bakalım siz anlayabilecek misiniz?