Kentler insanların yoğun yaşadığı mekanlardır. Köylerde ne bir kaldırım, ne otopark, ne de bir müze göremezsiniz. Böyle olunca da kentte yaşam zor, köyde daha kolaydır.

Yazıma böyle bir genelleme ile giriş yaptım, zira birkaç haftadır, bizce “önemli” bazılarına göre de “önemsiz” konuları manşetimize taşıyoruz. İyi de yapıyoruz. Sayfalarımıza taşıyıp dile getirdiğimiz sorunlar, hemen olmasa da zaman içinde çözülüyor. Bir gazete ve gazetecinin alacağı en büyük ödül, haberinin hedefine ulaşması, ses getirmesidir. 

Hemen başlayalım. Bilenler bilir Karşıyaka Yalısı İzmir’in nefes alınabilecek en müstesna yeridir. İnsanlar her sabah sahilde sporlarını yapar, akşamları da piknik. Ayrıca, sahil yolu da araç trafiği bakımından yoğundur. İşte bu güzergah bir süredir karavanlar tarafından işgal altındaydı. İzmir Büyükşehir Belediyesi karavan konaklama alanları belirlemesine rağmen oraya gitmiyorlardı. 

Sahilde kötü görüntü oluşturan, araçların yolunu işgal eden bu yürüyen evleri, “KARAVANLAR YOLA TAŞTI” başlığı ile manşet yaptık. Önce İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şubesi harekete geçti. Ardından da Büyükşehir müdahale etti. 20’ye yakın karavan bölgeden kaldırıldı. Birkaçı hala duruyor. Umuyorum onlar da kaldırılacaktır.

Ardından bir başka sorun, kentin her noktasında mantar gibi biten scooter yani elektrikli bisikletlerdi. O konuyu da, “SCOOTERS YAYANIN KORKULU RÜYASI” manşeti ile gündeme taşıdık. Duyarlı kurum yine İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şubesi oldu. Trafik ekipleri yol kenarlarına ve kaldırımlara gelişigüzel park edilerek kullanıma sunulan bu ulaşım araçlarına çekidüzen vermeye başladı. Emniyet’ten yapılan açıklamada ise bugüne kadar 90 binin üzerinde scooter sürücüsünün denetlendiğini, hatalı olanlara kanunlara göre ceza yazıldığını açıkladılar. 

Ben Emniyet Teşkilatımıza bu duyarlılığından dolayı teşekkür ederken, scooter ve elektrikli bisikletleri kentin kullanımına sunan şirketlerin değerli yöneticilerine, bu işi kurallarına göre yapmalarını salık veririm. Para her şey değildir, önemli olan kentlerin estetiği ve insan haklarıdır. Zira kaldırımlar yayaların, yollar da araçlarındır. 

Bu noktada asıl girişimi kent trafiğinin yarısından sorumlu İzmir Büyükşehir Belediyemizden bekliyorum. Lütfen yayalara ait kaldırımları kimseye işgal ettirmeyin. Emrinizde yüzlerce zabıta elemanı mevcut. Bu görevlileri çıkartın caddelere, Kabahatler Kanunu’na göre kurallara uymayanları önce ikaz etsinler sonra da gerekiyorsa cezalandırsınlar.

Ve geliyorum, çok nazik bir konuya. Biliyorsunuz Karşıyaka İZBAN İstasyonu’nun arka tarafında, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk ve tek eşi Latife Hanım’ın adını taşıyan müze-köşk bulunuyor. Bu önemli tarihi yapı 2020’de yaşadığımız depremde hasar görmüş ve ziyarete kapatılarak onarıma alınmıştı. 
Aradan 3,5 yıl geçmesine rağmen o onarım ve restorasyon bitirilemedi. Bahçesinde belediyenin işlettiği bir kafe de bulunan yapının etrafı çeşitli inşaat malzemesi ve atıklarıyla doluydu. Bu kötü manzara herkesi rahatsız ediyordu. Konuyu, “LATİFE HANIM BİZİ AFFETMEYECEK” manşeti ile gündeme getirdik. Büyük dikkat çeken bu haber üzerine Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Yıldız Ünsal, olaya el koydu. İnşaat halindeki köşke giderek ilgililerden bilgi alan Ünsal onarımın bittiğini, ancak incelik taşıyan restorasyonun bir müddet daha devam edeceğini, Büyükşehir’in de bu konuda destek olacağını açıkladı. 

İşte size kentin üç önemli sorunu ve gündeme taşındığında çözüm konusunda yaşananlar. Ben bu konuda görevli-görevsiz elini taşın altına koyan herkese teşekkür ediyorum. Bizim amacımız “üzüm yemek”, asla “bağcıyı dövmek” değil. Çünkü bu kenti güzelleştirip dünya yıldızı yapmak hepimizin vazgeçilmez görevidir…