Tartışmalar yine “darbe ve muhtıra” üzerine…
Türkiye’nin, Türk Milleti’nin ve dolayısıyla iktidarın en hassas olduğu konulardan biri de hiç şüphesiz “Darbe”dir.
Geçtiğimiz gün/gece emekli bir gurup...
Tartışmalar yine “darbe ve muhtıra” üzerine…
Türkiye’nin, Türk Milleti’nin ve dolayısıyla iktidarın en hassas olduğu konulardan biri de hiç şüphesiz “Darbe”dir.
Geçtiğimiz gün/gece emekli bir gurup amiralin imza altına aldığı bir metin yayınlandı.
Metin, “Yüce Türk Milletine” diye başlıyor…
Ve “Emekli 104 Amiralin” zaten “darbe” konusunda son derece hassas olan Türkiye’de bu ifadelerle bir bildiri yayınlaması akıllara şu soruları getiriyor;
1) Bu bir “Muhtıradır”
2) Bu bir “Balans ayarıdır”
3) Bu bir “Darbe ve Darbe girişimi hazırlığıdır…”
Şimdi burada dikkatlerinizi çekmek istiyorum;
Az değil 104 tane kelli felli “Kurmay Subay” nasıl olur da böylesine hassas bir konuda acemice davranır?
Bir başka konu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti Egemenlik haklarından, devletinin bağımsızlığından ve bütünlüğünden hiçbir şekilde vazgeçecek bir devlet değildir.
Bunun sebebi Kanal İstanbul olsa da fark etmez, Kanal Konya olsa da fark etmez!
Bizim hürriyet, istiklal, egemenlik ve cumhuriyet ciddiyetimiz bellidir.
Bunu da bütün dünya bilir!
Bilir de böyle bir metni amirallerimiz nasıl kaleme alıp yayınladı bu gerçekten şaşılacak şeydir.
Daha dün Ergenekon Kumpasını yaşayıp haksızlığa uğrayanlar, daha dün 15 Temmuz’u yaşayanlar ve tarihleri acı darbelerle dolu olanlar nasıl böyle boş bulunur!
Metnin ‘Gece yarısı’ yayınlanması da ayrı bir soru işaretidir.
Bu Amirallere şimdi sormak lazım, size bunu böyle yapın diyen kimdi?
Sizi bu kumpasa sürükleyen kim ve kimlerdir?
Bence burada büyük bir cevap gizli…
***
Gelelim 104 amiralin ifade özgürlüğüne…
Aslında herkesin her şeyi, her zaman ve her istediği şekilde ifade etmesinin özgürlüğü olamaz.
Ancak doğru zeminlerde, doğru bir üslupla, doğru bir nitelikte ve doğru bir zamanda düşünceler ifade edilebilir, edilmelidir.
Düşünceleri ifade yerleri mahsus alanlar da olabilir, açık alanlar da… Ama Gece korku salmak… Gerçekten Türkiye’yi gerer. Gerdi de!
Şimdi bu Amiraller için soruşturma başlatıldı…
Türkiye yine davul gibi gerildi.
***
Virüs yine gündemimizde…
Vaka sayısı ve ölü sayımız hızla artıyor. Rehavet bizi boşluğa düşürüyor. Önlemlerden uzaklaşmak bizi tehlikenin içine sürüklüyor. Önümüzdeki günlerde yeni önlemler almak bir zorunluluk haline geliyor.
Ne yapalım? Virüs karşısında halen çaresiziz, hala tam bir korunma yolu, halen virüsü yok etme yöntemi bulamadık.
Şimdi bir de İngiliz mutantı ile uğraşıyoruz. O mutantın özelliği de çocuklar ve gençler üzerinde bulaş etkisinin fazlalığı… Yani hedefte çocuklarımız var.
Lütfen daha fazla dikkat edelim.
Lütfen!