Malum, bir haftadır normaliz
Eski düzenimize yavaş yavaş dönmeye başladık
Dükkanlar kepenk açtı, otobüsler doldu taştı
İnsanlar sokaklarda adeta fink atarken
Hala evde oturup camdan bile burnunu u...
Malum, bir haftadır normaliz
Eski düzenimize yavaş yavaş dönmeye başladık
Dükkanlar kepenk açtı, otobüsler doldu taştı
İnsanlar sokaklarda adeta fink atarken
Hala evde oturup camdan bile burnunu uzatmayan Nebahat sorum sana:
Yoksa sen normal değil misin?
***
Şaka bir yana içimizde hafif de olsa serin rüzgarlar esmeye başladı
Bir ara neydi o öyle yahu adeta aynada gördüğümüz yüzümüzden bile korkar olmuştuk…
Sokağa çıkma yasakları ayrı geçirilen özel günler doğum gününde iki çift muma hasret…
Çok şükür biraz daha sanki umutluyuz, yanılıyor muyum?
Ancak
‘Umutluyuz’ diyorum, bu gevşeyebileceğimiz anlamına gelmiyor…
Yine de tedbiri elden bırakmamakta fayda var (!)
Zira hepimizin de bu süreçte bir kez daha anladığı gibi sağlık en hakiki mücevherden görkemli saraylardan ya da en hızlı otomobilden çok daha değerli…
***
Gelelim bundan sonraki sürece...
Eskiden yaptığımız hatalara dönmeyelim
Aldığımız kiloları bir bir verelim
Biraz daha geçsin sevdiklerimize sıkı sıkı sarılalım…
Sonuçta azimle…
Yeniden sağlığımız kavuşabilir, o içimizi yıllardır sıkan yalnızlık duygusundan belki artık kurtuluruz…
Hatta çok iyi bir çocuk olursak belki şirinleri bile görebiliriz!
Ee, ne demiş Sadi Şirazi:
Ders alınmazsa, her hata bir sonraki hatanın virüsü olur…
Soruyorum, dersimizi aldık mı?
***
Ne zamandır kitap önerisinde bulunmadığımı fark ettim,
Bu da beni bir hayli üzdü…
‘Onca süredir cilt cilt kitaplar bitirdin kız Semra sen de mi cimrileştin?’ diye diye yedim kendimi…
Zira okumak çok büyük bir deniz…
Pamuktan saraylarda dolaşmak deniz kızlarıyla yarışmak gibi…
Yırtılmış bir gazete sayfası şampuan şişesinin arkası aldığınız ilacın prospektüsü bile olsa elinizdeki okuyun, okutun!
Klasiklerden bir öneri:
Kendine Ait Bir Oda - Virginia Woolf
“Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Böyle bir güç olmasaydı dünya hâlâ bataklık ve balta girmemiş ormanlardan ibaret olurdu. Savaşlarda zafer kazanıldığı duyulmazdı... Çar ve kayzer ne taç giyerler, ne de tahttan inerlerdi. Uygar toplumlarda hangi işe yararlarsa yarasınlar, bütün şiddet ya da kahramanlık eylemlerinde aynalar gereklidir. İşte bu yüzden Napoleon da Mussolini de kadınların erkeklerden aşağı olduğunda bu kadar ısrarcıdırlar, eğer onlar aşağıda olmasalardı kendileri büyüyemezlerdi.”
***
Güneş batarken ardında tepelerin geldi veda zamanı kırmızı ojeli teletabilerin!
Sağlıklı, huzurlu, mutlu bir hafta dilerim!