Yaşam tarzı, genetik faktörler, viral enfeksiyonlar ve bağışıklık sistemi gibi pek çok etken kanser riskini artırabilir. Ancak son yıllarda yapılan bir araştırma, yaşlanma ile kanser riski arasındaki ilginç ilişkiyi gözler önüne seriyor. Bu araştırma, yaşın kanser riski üzerindeki etkilerini daha derinlemesine inceleyerek dikkat çekici bulgulara ulaşmış durumda.

İzmir, küresel sağlık turizminin lideri olmaya hazırlanıyor! İzmir, küresel sağlık turizminin lideri olmaya hazırlanıyor!

YAŞLANMA İLE KANSER RİSKİ ARASINDAKİ KARŞITLIK

NTV’de yer alan habere göre; bilim insanları, kanserin yaşla birlikte arttığını ancak 80 yaşından sonra riskin azalmaya başladığını keşfettiler. Bu bulgu, kanser araştırmalarına yeni bir perspektif kazandırıyor. 60’lı ve 70’li yaşlarda genetik mutasyonların birikmesiyle kanser riski artarken, yaşlanan hücrelerde bu riskin azalması oldukça şaşırtıcı bir gelişme olarak kabul ediliyor.

FARELER ÜZERİNDEKİ DENEYLERİN SONUÇLARI

Fareler üzerinde yapılan deneyler, akciğer kanserinin nasıl geliştiğini inceleyen bilim insanları, özellikle alveolar tip 2 (AT2) kök hücrelerinin davranışlarını gözlemledi. Bu hücreler akciğerlerin yenilenmesinde kritik rol oynuyor ve çoğu akciğer kanseri bu hücrelerde başlıyor. Yaşlanan farelerde NUPR1 adlı proteinin seviyelerinin arttığı belirlendi. Bu protein, hücrelerin demir eksikliği yaşıyormuş gibi davranmasına yol açarak hücrelerin yenilenme kapasitesini sınırlandırıyor ve kanserli hücrelerin büyümesini engelliyor.

DEMİR METABOLİZMASININ ÖNEMİ

Araştırmanın bir diğer çarpıcı bulgusu ise, yaşlanan hücrelerde demir eksikliğinin hissedilmesinin, hücrelerin büyüme kapasitesini kısıtlamasıydı. NUPR1 seviyelerinin yüksek olması, hücrelere sunulan demir miktarını azaltıyor ve bu durum yaşlanan hücrelerin yenilenme yeteneklerini engelliyor. Bu bulgular, demir metabolizmasını hedef alan tedavilerin, özellikle yaşlı bireylerde, kanserin tedavisinde önemli bir potansiyel taşıdığını gösteriyor.

KANSERİN ERKEN YAŞTA ÖNLENMESİNE YÖNELİK UYARI

Araştırmacılar, genç yaşta sigara içmek, bronzlaşmak ve diğer kanserojen maddelere maruz kalmak gibi faktörlerin kanser riskini arttırdığını vurguluyor. Bu bulgular, kanserin önlenmesinde yaşın erken dönemlerinde alınacak önlemlerin, sonraki yıllarda yapılacak müdahalelere göre çok daha etkili olabileceğini ortaya koyuyor.

Bu yeni bulgular, yaşlanma ile kanserin nasıl bir etkileşime girdiğini anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini ortaya koyuyor. Yaşlanan hücrelerin kansere karşı nasıl davrandığı, demir metabolizmasının rolü ve ferroptozis mekanizmaları gibi konular, kanser tedavisi için yeni fırsatlar sunabilir.

Kaynak: Haber Merkezi