Kalp hastalıkları, tüm dünyada ölüm oranlarının en yüksek olduğu hastalıklar arasında yer alıyor. Ancak kadınlar ve erkekler arasında kalp-damar hastalıklarının seyri, biyolojik ve fizyolojik farklılıklar nedeniyle büyük farklılıklar gösterebiliyor. Araştırmalar, kadınların kalp hastalıkları konusunda erkeklere kıyasla daha fazla risk taşıdığını ve hastalıkların kadınlarda daha tehlikeli olabildiğini ortaya koyuyor. Medline Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ercan Türk, kadınların kalp sağlığına dair bilinçli olmalarının hayati önem taşıdığına dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
‘KADINLARDA FARKLI BELİRTİLERLE SEYREDEBİLİR’
Genellikle kalp hastalıkları denildiğinde, göğüs ağrısı ve kol ağrısı gibi klasik belirtiler akla gelir. Ancak kadınlarda bu belirtiler daha belirsiz olabiliyor. Kadınlarda görülen yaygın kalp hastalığı belirtileri arasında yorgunluk, halsizlik, nefes darlığı, mide bulantısı, kusma, sırt, çene ve boyun ağrısı, hazımsızlık ya da mide yanması yer alıyor. Bu belirtiler çoğu zaman stres, menopoz veya sindirim sorunları ile karıştırıldığından, kadınlar hastalığın erken evresinde doktora başvurmakta geç kalabiliyor. Bu da hastalığın ilerlemesine neden olabiliyor.
‘KADINLAR DAHA YÜKSEK RİSK ALTINDA’
Yapılan araştırmalar, kalp krizi geçiren kadınların hayatta kalma oranlarının erkeklere göre daha düşük olduğunu ortaya koyuyor. Bunun birkaç nedeni bulunuyor. Kadınların damarları erkeklere göre daha küçük olup, bu durum tıkanıklıkların daha yaygın hale gelmesine yol açabiliyor. Ayrıca, kadınlar kalp hastalıklarının belirtilerini hafife alıp geç fark ettikleri için hastaneye başvuru süreleri de daha uzun olabiliyor.
Kadınların kalp sağlığını koruyan en önemli faktörlerden biri östrojen hormonu. Östrojen, damarları genişleterek kan akışını düzenler ve kötü kolesterol seviyelerinin düşmesine yardımcı olur. Ancak menopozla birlikte östrojen seviyesi azalır, bu da kalp hastalıkları riskinin artmasına yol açar.
‘DİYABET VE STRESİN KALP SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ’
Diyabet, kadınlarda kalp hastalıkları riskini artıran bir diğer önemli faktör. Diyabetli kadınlar, erkeklere oranla damar hasarına daha yatkın olurken, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi ek risk faktörleri de daha yaygındır. Bunun yanı sıra stres ve depresyon da kadınlarda kalp hastalıklarını tetikleyen psikolojik faktörlerdir. Kadınlar, stres ve depresyonla erkeklere kıyasla daha fazla mücadele eder ve bu durum kalp sağlığını olumsuz yönde etkiler. Kronik stres, yüksek tansiyon ve damar sertliğine neden olabilir, depresyon ise sağlıksız yaşam alışkanlıklarına yol açabilir.
‘KADINLAR İÇİN KALP SAĞLIĞINI KORUMA ÖNERİLERİ’
Dr. Ercan Türk, kadınların kalp sağlıklarını korumak için alabilecekleri önlemleri sıraladı:
Düzenli sağlık kontrolleri: Yılda bir kez tansiyon, kolesterol ve kan şekeri seviyelerinin kontrol edilmesi gerekir.
Sağlıklı beslenme: Kalp dostu Akdeniz diyeti gibi beslenme alışkanlıkları benimsenmeli.
Düzenli egzersiz: Haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş veya aerobik egzersizi yapılmalıdır.
Sigara ve alkolden kaçınma: Sigara tüketiminden uzak durulmalıdır.
Stres yönetimi: Meditasyon, yoga veya nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı yöntemler öğrenilmelidir.
Menopoz dönemi takibi: Menopoz sonrası, doktor ile kalp sağlığını korumaya yönelik stratejiler belirlenmelidir.