Yeni dünyaya hoş geldiniz!
Bu dünyada karşımıza yeni kavramlar çıktı: Dijital dünya, sosyal medya, akıllı telefonlar.
Dünya nüfusunun yüzde 42’si yani 3.19 milyar insan en az bir sosyal ağa bağlıdır...
Yeni dünyaya hoş geldiniz!
Bu dünyada karşımıza yeni kavramlar çıktı: Dijital dünya, sosyal medya, akıllı telefonlar.
Dünya nüfusunun yüzde 42’si yani 3.19 milyar insan en az bir sosyal ağa bağlıdır. Globalde sosyal medya kullanıcı sayısı bir yılda yüzde 13 (362 milyon kişi) artmaktadır. Dünya genelinde sosyal medya kullanıcılarının 2.9 milyarı ise mobilden, yani akıllı telefondan bağlanmaktadır.
Yeni dünyanın yeni sendromlarından biri de sosyal medya bağımlılığıdır. Sosyal medya, kontrolümüzden çıktığında sadece, bağımlılık yapmakla kalmıyor; sağlığımızı ve güvenliğimizi de tehdit ediyor. Görünür olma, tanınma, kendini ifade edebilme ve başkalarının hayatını izleme isteği bugünlerde birçok insan için abartılı bir hal aldı.
Öyle ki, sosyal medya bağımlılığı kontrol altına alınamazsa, kaygı bozukluklarından depresyona uzanan ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.
“ – En güzel benim, en beğenilen sözleri ben paylaşırım, yeni saç modelim harika, ben de varım, buradayım…..”
Bazı insanlar, kendi yaşamının ya da düşüncelerinin ne kadar güzel olduğunu gösterme çabasına girerek mutlu olmaktadır. Gösteremediğinde ya da görünür olamadığında hayal kırıklığı yaşayabilmektedir. Sosyal medya bir yandan da, samimi dostlara ve ilişkilere sahip olmanın zor olduğu yeni dünyada, insanlara yalnız olmadığı yanılgısını da yaşatabilir.
Sosyal medya bağımlılığı, birçok kişiye göre cazip yanlarına rağmen kişinin bireysel ve toplumsal yaşamında farklı farklı bozulmalara ve sorunlara da neden olabilir. Örneğin, kişi sosyal medyada o kadar çok vakit harcar hale gelir ki, gün içinde yapması gereken işleri ihmal etmesine, ertelemesine ya da eksik yapmasına neden olur. Bu da iş hayatında veya günlük hayatında aksamalara neden olabilir.
Bağımlılık, gerçek ilişkilerde de kopmalara yol açabilir. Ve kişinin yakın çevresiyle iletişim kurmasında zorluk yaşamasına neden olabilir. Başka insanların hayatlarını takip edip bunları gerçek sanmak, bazen kişilerin yalnızlaşmasına, değersiz hissetmesine ve depresyona neden olabilmektedir.
“- Bende neden yok ?”
“- Beni beğenmiyor, yazdığımı paylaşmıyor.”
İşte, bu sorgulamalar, bir zaman sonra depresyon, anksiyete gibi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
2018 yılında Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre günde 1 saatini mobilde geçiren gençlere kıyasla, günde 5 saatini telefon kullanımına ayıran gençler 2 kat daha fazla depresyon belirtileri göstermektedir. Telefon ya da bilgisayarla sürekli vakit geçirmek, uzun süreli hareketsizlik nedeniyle ortaya çıkan obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları ve eklem hastalıklarına da zemin hazırlamaktadır.
Sosyal medya bağımlılığı sadece gün içerisindeki davranışlarımızı değil, uyku alışkanlıklarımızı da etkilemektedir. Yapılan bir araştırmaya göre kişilerin yüzde 71’lik mobil cihazlarıyla birlikte ya da yakın mesafede tutarak uyuyorlar ve telefonlarıyla ilgilenmekten yeterli uyku alamıyorlar. Yapılan çalışmalarda, ortalamadan daha fazla telefon kullanan yüzde 42’lik kesimin ortalamadan daha az kullanan yüzde 35’lik kesime kıyasla daha fazla uyku problemleri yaşadığı görülmektedir.
SON SÖZ: Sosyal medyayı doğru ve yerinde kullanmalıyız. Yoksa, kölesi olmaya çok yakınız.