Yazımın yayınlandığı gün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Başkanı Putin, Moskova’da bir araya gelecekler. İdlib olayları 34 şehidimizi ve Rejim askerlerinin saldırılarını görüşecek...
Yazımın yayınlandığı gün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Başkanı Putin, Moskova’da bir araya gelecekler. İdlib olayları 34 şehidimizi ve Rejim askerlerinin saldırılarını görüşecekler. Kalıcı bir çözüm yolu bulunacağını sanmıyorum. Belki geçici bir çözüm bulunur ama şu anda Türkiye yaptığı son operasyonlarla, Türkiye’nin eli sağlam olarak masaya oturacaktır…
Siyasi kulisler de sokaktaki insan da son günlerde üst üste gelen darbe söylentilerini ve ona paralel siyasi çıkışların nedenini merak ediyor. Nasıl etmesin ki, sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi içeride ve dışarıdaki tüm Başkan Erdoğan, karşıtları birden harekete geçerek hep bir ağızdan konuşmaya başladı...
ABD derin aklının düşünce kuruluşu Rand Corporation “Ordu içinde orta kademe askerler rahatsız” diyerek darbe ihtimalini ortaya attı. Kocaman bir yalanla insanlara algı operasyonları yapıyorlar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise işi zıvanadan çıkartarak “FETÖ'nün siyasi ayağı Erdoğan” diyerek gerilimi en üst noktaya taşıdı. Hatta bununla da yetinmedi, adeta keyif alırcasına gülümseyerek, Türkiye'nin İdlip'deki durumuyla ilgili şu dehşet sözleri söyledi; “Şimdi İdlib'de sıkıştılar. Sağa dönüyorlar olmuyor, sola dönüyorlar olmuyor. Hâlâ asacağız, keseceğiz diyorlar.”
2014 yılına kadar Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan Abdullah Gül, sahneye çıkıp, “Suriye meselesinde yanlışlar yapıldı, S-400 yanlıştı. Türkiye yalnızlaştı” gibi Kılıçdaroğlu'nu aratmayan açıklamalar yaptı. Düşünmeden edemiyorsun; acaba birileri düğmeye mi basıyor?
Zamanlamaya bakar mısınız? Türkiye, İdlip'de ve Libya'da Rusya, İsrail, ABD ve bazı AB ülkelerinin kumpasıyla karşı karşıyayken, içeriden birileri çıkıp sevinç çığlıkları atıyor. Birileri de çıkıp eski defterleri kurcalıyor…
Rejim, İdlip’te sözde Rusya’nın haberi olmadan, Türk taburuna saldırıyor. 34 şehit ve 33 yaralı askerimizin olduğu açıklandı. Türk Silahlı Kuvvetleri rejim askerlerine misliyle geriye cevap verdi, Binlerce rejim askerini öldürdü…
Türkiye’ye karşı bu kuşatmalara, kriz tellallarına rağmen ekonomide “iyileşme” birilerinin uykusunu kaçırıyor. Daha önemlisi, Çin'in sarsılması, AB ülkelerinin resesyona girme ihtimali Türkiye ekonomisinin şansını artırdı hesapları bozdu. Sözün kısası dışarıdaki düşmanın, içeridekilerin telaşı bundandır…
Son günlerde Ankara'nın bu süreci nasıl izlediğini gözlüyorum. Siyasilerle de askerlerle de konuştum. Doğrusu Ankara olup bitenlerin farkında... Kimin neden konuştuğunu, karın ağrılarını, hatta futbolu bile kaos planları için kullanacaklarını iyi biliyorlar...
Onlara en net cevabı, hedefe koydukları isim Başkan Erdoğan, Türkiye'nin son 10 yılda yaşadığı kuşatmalara dikkat çekerek veriyordu. Gezi'den Suriye'ye kadar uzanan bu saldırı zincirinin hedefi, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütünlüğü, Türk milletinin birliği, beraberliği, kardeşliğiydi. Milletimiz müsterih olsun. Türkiye, İdlib konusunda kendi harekât planlarını uygulamak üzere her türlü hazırlığını yapmıştır. Her operasyonda olduğu gibi bu konuda da 'Bir gece ansızın gelebiliriz' diyerek. İdlib Harekatını başlatıp rejim askeri birliklerini ateş altına alıp binlerce rejim askerini yok etti…
Bugünlerde televizyonlara çıkıp “Strateji Uzmanı”, “Güvenlik Uzmanı” adı altında önüne gelen konuşmacı oluyor. Ağzı olan bilip bilmeden konuşuyor. İbretle dinliyoruz…