Uzun uzun tartışıldı. Üstüne tezler yazıldı. Paneller bile düzenlendi.
Sahi N’oldu bizim o vize işi. Yalan oldu dimi!! AB her zamanki gibi köprüyü geçti. Verdiği sözleri unuttu. İpe un serdi. Vize ofislerinin önünde her gün akıl almaz skandallar yaşanıyor. Red alsan şükredersin. O derece. Anne babaya evet demişler, ara tatilde Avrupa sözü verilmiş çocuğa red. Aynı aileden birine 15 gün; ötekine 6 ay. Şaka değil. Almanya, 5 sene Avrupa’da yaşamış İTO’ya kayıtlı iş yeri sahibi, Türkiye’de arabası, evi olan, geçmişte 7 Shengen vizesi almış, hiç red yememiş, giriş çıkış kurallarına hep uymuş, problemsiz, iş adamına bile red verdiler. Üstelik pasaportta 10 yıllık geçerli ABD vizesi bile var. Valla helal olsun!! Paşaların keyfine göre yani.. Canı nasıl isterse öyle.. Sahi N’oldu bizim o vize işi. Anlatayım. 2000’lerin başıydı. Kapısına dayanan milyonlarca mülteciyi istemeyen batı medeniyetinin kuyruğu fena sıkışmıştı. Düşünüp, taşındılar. Ortaya dahiyane bir fikir attılar.
“Geri kabul anlaşması”
“Bu mülteciler madem kendi ülkelerine gitmiyorlar bari geldikleri ülkeye gitsinler” Ee hiçbir ülke kabul etmez ki. Ekonomik olarak destekleriz. Nasıl? Para veririz. Masraflarını karşılarız deriz. Ee yine kabul etmezlerse. Vize serbestisi öneririz. O ülkenin vatandaşları AB’ye vizesiz gelip gidecekler deriz. İlk anlaşma Kasım 2002’de Hong Hong ile yapıldı. Sonra da gerisi geldi. Arnavutluk, Rusya, Makedonya, Pakistan. Listede tam 21 ülke vardı. Anlaşma Türkiye’de Ekim 2014’de yürürlüğe girdi. Türkiye AB’nin gönderdiği her mülteciyi geri kabul etti. Peki onlar? Masrafları ne kadar karşıladılar? Bilemem. Ama bizim vize serbestisi işi yine yalan oldu. 2016 Nisan ayında dönemin Başbakanı tarih verdi. 3 ay sonra bu iş tamam dedi. Hepimiz ilk kez inandık. Çünkü yanında Almanya Lideri Merkel’de kafa sallıyordu. 3 ay sonra hain darbe girişimi AB’nin imdanına yetişti. Gelen OHAL ile anlaşma rafa kalktı. Sonra Başkanlık Sistemi, Suriye, Libya, Rusya krizi derken AB verdiği sözü unuttu. Şimdi ki mazeretleri de Hamas. İnsanın gönlü olmayınca hep bir sebep buluyor değil mi? Artık Dışişleri Bakanlığımız bu skandal duruma göz yummamalı. Yeşil Pasaportun da kapsamı genişletilmeli. Memurlar gibi kamu işçilerine “Yeşil Pasaport” verilmeli. AB’den önce vize kolaylığı, sonra e vize ve vize serbestisi istenmeli hatta zorlanmalı. Gerekirse Geri Kabul Anlaşması’nın iptali tartışmaya açılmalı. Bu ülkenin onurlu insanlarının vize kuyruklarında gururlarının kırılmasına müsaade edilmemeli.
AB yetkililerine net sorulmalı; Sahi N’oldu bizim o vize işi.