Pandemi sürecinde adeta reklam arası verilen düğün sektörü, herkesin de bildiği gibi Temmuz ayının başında resmen start aldı. ‘Ev-le-ne-cem’ diye evin odalarını turlayan gelinler de rahat bir nefes al...
Pandemi sürecinde adeta reklam arası verilen düğün sektörü, herkesin de bildiği gibi Temmuz ayının başında resmen start aldı. ‘Ev-le-ne-cem’ diye evin odalarını turlayan gelinler de rahat bir nefes aldı. Organizasyonlara ‘uyulması gereken’ bir takım zorunluluklar getirilse de, mezdeke oynamaya maalesef ki virüste bile kimse engel olamadı.
Şaka bir yana… Sosyal medya hesabımı gezdiğimde mutlu çiftleri görüyor, gözlerimin buğulanmasına engel olamıyorum… Ah o heyecan yok mu, o heyecan… Aylar önceden yapılan hazırlıkların nihayete ermesi… Yuvadaki yavru kuşun ince ince kendi yuvasını ördüğünü görmek…
Gelinlikler… Davetiyeler…
Arkası tüylü kalemler…
Benim en sevdiğim ise: Hepimizin neşesi kına gecesi!
Çocukluğumdan beri hastayım kına gecelerine. Nikahtır, düğündür çok fazla ilgimi çekmez ama kızın allı bindallısını giyip kah oynayıp kah ağladığı kına gecelerini çok severim…
Düğün iki kişiliktir, kına tek…
Kına sadece biz kırmızı ojelilerindir!
Önce gelin kızımız gelir salona…
Arz-ı endam eder salına salına…
Gece boyunca dökülür kurtlar…
Bitmek bilmeyen akorsuz bir org sesi tüm gece dolar kulaklarına…
Kuruyemiş dağıtan kişiye, ‘Bir tane daha alabilir miyim?’ diye sormak adettendir.
Kına halayında illaki kız tarafı ve erkek tarafı birbirine girer, sonra rengarenk, mendiller çekiştirilir… Sen alırsın-ben alırım kavgası düğünün şanını getirir.
Sonra dört dönülür kızın etrafında… Ağlatmadan bitmez o halay…
Ağlayana çeyrek, ağlamayana çimdik nedir bilir misiniz?
Ah anılar… Anılar…
‘Peki, nedir bu kınanın olayı?’ dediğinizi duyar gibiyim…
Feminist gardaşlarım kapayın kulakları, siniriniz bozulmasın:
Bu seremoni, hatun kişinin er kişiye "Sana kurban olurum" deme şekli olarak bilinir. Bunun dışında, eşleri birbirine bağlamak, bir ömür boyu aşklarının devamını sağlamak amacı ile de yapıldığı söylenir. Ayrıca, kınanın evlenecek çiftleri nazarlardan koruduğu, düğüne gelenlerin de yaktıkları kınayla birlikte bu evliliği kutsadığı ifade edilir.
Hangisi doğrudur, bilinmez…
Yani bu konudaki spekülasyonlar hala devam ediyor.
Biz güzel yanından bakalım…
Kınanın, cilde ve saça olan faydalarını biliyor musunuz?
Kısmi deri hastalıklarının tedavisinde ve dökülen saçların lepiska gibi olmasını sağlayan kına, ayrıca kepeği önlemede de bire bir.
Anadolu’da soğuktan el ve ayaklar çatlamasın diye de kına yakılır.
Ağrı kesici, karaciğer dostu, iltihap hastalıklarında şifa, psikolojiye devadır kına…
Daha yazardım da…
Neyse, çok konuştuk bugün yine Semra!
Aney! Sen de getir artık şu kınayı…
Kızçelerime, mutluluklar…