İçinde yaşadığımız dünya gün geçtikçe kirleniyor ve artık insanlar bir birlerine güven duymuyorlar. Bizler de çocuklarımızı bu yeni dünyaya göre şekillendiriyoruz ve onları hazırlıyoruz. Fakat unuttuğ...
İçinde yaşadığımız dünya gün geçtikçe kirleniyor ve artık insanlar bir birlerine güven duymuyorlar. Bizler de çocuklarımızı bu yeni dünyaya göre şekillendiriyoruz ve onları hazırlıyoruz. Fakat unuttuğumuz bir gerçek var; dünya sanılanın aksine o kadar da güvensiz bir yer değil. Ayrıca güvensizlik temeline dayanarak büyüttüğümüz çocuklar depresyona daha yatkın oluyorlar. Sevgiyle büyüttüğümüz çocuklara hergün defalarca kez arkadaşlarına dahi güvenmemeleri gerektiğini farkında olmadan dikte ediyoruz. Onlar yaşadığımız bu dünyayı bizler kadar karmaşık algılamadıkları için herkese güvenmeleri çok normal. Aşırı korumacı olmadan ve onları gerçekten korkutmadan kime güvenip kime güvenmeyeceğini öğretmemiz gerekiyor. Çünkü korkuyla ve güven eksikliğiyle büyüyen çocuklar ileride yetişkin birer birey olduğunda depresyon kaçınılmaz son olabiliyor. Ailelere düşen görevler onları kendinden emin, cesur aynı zamanda da temkinli bireyler olarak yetiştirmek. Dünya eskisi gibi değil bunu hepimiz biliyoruz ama hala iyi insanlar olduğunu da biliyoruz. Ve sayımız gerçekten fazla. Unutmayalım ki güven duygusu gelişmeyen çocukların; cesur ve girişken olmadıklarını, akranlarına dahil olma konusunda çekimser kaldıklarını görürüz, örneğin bir ev gezmesine ya da parka gittiğiniz zaman kendiliğinden diğer çocukların yanına gitmek istemezler. Gitmek istese bile ebeveynini yanında isterler ve onlarsız adım atmaktan korkarlar.
KAYGILI YAPI
Genel olarak kaygılı bir yapıları vardır ve ortam değişikliklerinden, kalabalık ortamlardan hoşlanmayabilirler böyle bir ortamda ailelerinin yanndan ayrılmak istemeyebilirler, eve gitmek için ısrarcı olabilirler çünkü kendilerini en güvende hissettikleri yer evleridir. Okula gitme konusunda zaman zaman problem yaşamalarının, yada öğretmeninden grup aktivitelerine katılımcı olmak istemediğine dair geri dönüşler almanızın kaynağında aynı sebep yatıyor olabilir. Genellikle onay veya teşvik görmeden herhangi bir işe girişmek için isteksiz olurlar; bağımsız karar verme konusunda istekli ve girşiken değillerdir yada bunla ilgili fikirlerini paylaşmaktan çekinirler. Özellikle başkalarının yanında isteklerine, her hangi birşeyi sevip sevmediklerine ebeveynleri tercüman olur. Güven problemi yaşayacağı için başkalarıyla işbirliğine kapalıdır, paylaşımcı bir yapısı yoktur, bir oyuna dahil olma konusundaki çekimserliği bu konudaki isteksizliğini gösterebilir. Güvenmeyle alakalı olarak çocuğunuzun önüne ileriki yaşlarında daha büyük bir sorun olarak çıkacak en önemli şey özgüven problemi yaşayacak olmasıdır. Bu da, yaşı ne kadar büyürse büyüsün kendisini ifade etme, tek başına karar alma gibi konularda desteksiz ve kaygı duymadan hareket etmesine engel olacağını gösterir. Siz siz olun çocuklarınızı dış dünyaya karşı aşırı güvensiz yetiştirmeyin. Bırakın kendi hatalarında dersler çıkarsın ve kime ne kadar güveneceğine kendisi karar versin....