'Güven zor kazanılır, kolay kaybedilir ve yeniden kurulması zordur.'  

Bu cümleyi çok sık duymadınız mı? Ben duydum, bir nasihat cümlesidir. Peki nedir güven? Ortak bir tanımı yoktur. Bütün sözlüklerde farklı ama birbirine yakın tanımlar bulabilirsiniz, hepsinin temelinde 'inanç' vardır. Kişi ya da kuruluşun, adil ve dürüst olduğuna, sözünde duracağına, uzmanlığına inanırsınız. Bu inançla güvenirsiniz.

Güven önemlidir ve tehlikelidir. Önemi yaşamınızı kolaylaştırmasından, huzurlu hissettirmesinden gelir. Tehlikesi ise riskleri içermesinden. İlk risk bizim güvenmemizi sağlayan veriler eskimiş, geçerliliğini yitirmiş olabilir, güncellenmemiştir ve biz hala eski bilgilere göre güvenmeyi seçiyoruzdur. İkincisi ise güvendiğimiz kişi/kurum bizim isteklerimizi başaramayabilir, başarma yeteneğinde olmayabilir ya da başarmak istemeyebilir. Yani dağlarımıza kar yağabilir.
Anne/babamıza güveniriz, güvenmememiz için hiçbir neden yoktur. Dostlarımıza güveniriz, arkadaşlarımıza hatta sebzelerimizi aldığımız pazarcıya güveniriz. Onların bize verdiği bilgiye inanırız. Devlete güveniriz,devlet ana, devlet baba deriz. Böyle eğitim almışızdır, güvenmemek ne demek deriz ve canımızı, canlarımızı kolayca emanet ederiz, bizi korumak, güvenliğimizi sağlamak için gerekli tedbirleri aldığına güveniriz, devlete olan inancımızla.

O yüzdendir ki çocuklarımızla tatile giderken kalacağımız otel güvenli mi değil mi, hiç sorgulamayız, yangın merdiveni, duman dedektörü var mı diye bakmayız, yangın tüpleri çalışıyor mu diye kontrol etmeyiz. Çünkü biz 'bu testlerin bizim adımıza devlet kurumları tarafından yapıldığına ' güveniriz. Yapıldığına kanıt olarak otelin işletmeye açık olmasını görürüz. Güvenirliliğine güvendiğimiz kurumlardan gelen onay belgesiyle açılan otele çocuklarımızla gidip tatil yapmayı seçebiliriz ve canımızdan, canlarımızdan oluruz, canlarımız yanar.

Güven ihaneti de içermez mi? Buradaki ihanet, can güvenliğinin olmadığı bir işletmenin açılmasına izin verilmesidir. İhanete uğradığımızda canımızdan olduğumuz, maliyeti bu kadar yüksek olan güven duygusu beynimizde nasıl oluştu dersiniz?

Güven risk içerir. Riski değerlendirmede ve değerlendirmeye dayalı kararlar almada prefrontal lob önemli bir rol oynar. Değerlendirme yapılıp -buradaki değerlendirme otelin işletmeye açık olması- güvenmeye karar verildiğinde oksitosin hormonunun seviyesi artar. Beyin kimyasalı olan oksitosin beynimizin güven sinyali gönderme yoludur. Claremont Lisansüstü Üniversitesi'nden Nöroekonomist Paul Zak'ın araştırmasına göre başkalarıyla etkileşim sırasında yüksek oksitosin seviyesi güvenin açık bir göstergesi gibi görünüyor, düşük seviyeler bizi temkinli ve güvenmeye daha az yatkın hale getiriyor. Oksitosin bir yabancıya güvenme korkusunu azaltıyor.

Böyle bir işleyişle oluşan güven duygusu ihanete uğrarsa ve 78 canımızdan olursak birey olarak, toplum olarak bize ne olur? 

*Yoğun stres, korku, umutsuzluk ve güvensizlik duyguları,    
*Kaygı ve tedirginlik, sürekli tehlike altında hissetme,        
*Sorumlu tutulan kurumlara karşı öfke, hayal kırıklığı, çaresizlik
*Sorumlu kurumlara ve denetimlere güvensizlik, inançsızlık    
*Yaşanan travmanın sorumlularının bulunamaması nedeniyle adalet duygusunun yıkılması

Bolu'da yaşanan acı asla bitmeyecek ve bu acıyla yaşamak çok zor. Zor olan başka bir durum da devlet kurumlarının canımızı koruyacağına ilişkin duyulan güvenin bir kez daha kaybolması.

Onları çok özleyeceğiz ve her zaman hatırlayacağız.