İnsanlarımızın neden söyledikleri pek anlaşılmayan ve bilinçsizlikten mi, yoksa bilerek yakıştıramadıklarından mı söyledikleri Ramazan Bayramı'na (Şeker Bayramı) Kurban Bayramı'na (Hacılar Bayramı) de...

İnsanlarımızın neden söyledikleri pek anlaşılmayan ve bilinçsizlikten mi, yoksa bilerek yakıştıramadıklarından mı söyledikleri Ramazan Bayramı'na (Şeker Bayramı) Kurban Bayramı'na (Hacılar Bayramı) dediklerini iyi biliyoruz. Eskiden de yaşlı ebeveynlerimizin, yani eskilerin ‘Hacılar Bayramı’ dediği mübarek Kurban Bayramı tatili sona erdi. 9 günlük tatilin sonunda havaalanlarında, deniz yollarında, kara yollarında büyük kalabalıkların oluşmasıyla, herkes evine ve işine kavuştu… Haziran ayının ardından gelen temmuz ayının bunaltıcı, yakıcı yaz sıcağı da yüzünü göstermeye başladı. Sıcak hava nedeniyle çoğu aile evde kalmayı yeğlerken, tatil süresince deniz sahilleri ve piknik alanları doldu taştı. Ege Kıyıları, Antalya ve Akdeniz sahillerinde tabiri caizse iğne atsan yere düşmezdi… Bu yıl kurban kesiminde artış gözlendi. Güvenli hayır kurumları ve aş evlerine bağışlanan kurbanları, bu güven kazanan dernek ve aşevleri Allah için kurbanlarını kesip soğuk havalarda saklamaya başladı. Bunlardan birisi de kendisiyle görüştüğüm, Tarihi Basmane Hatuniye Derneği Aş Eviydi. Dernek Başkanı Müjdat Çobanoğlu; “Aş evinde bir yıl boyunca, ihtiyaç sahiplerine verilecek yemeklerde kullanılacak et stokumuzu yapıyoruz. Hayır sahiplerinin, derneğimizi güvenli buldukları için yaptıkları yardımları, biz sadece aracı olarak yerine ulaştırıyoruz” diyor… Her zaman olduğu gibi, trafik kazaları, yitirilen canlar Kurban Bayramı’nın geride bıraktığı acılardı. Türkiye’de tüm önlemlere rağmen, sürücü hatası nedeniyle meydana gelen trafik kazalarındaki ölümler, aileleri ve herkesi derinden yaraladı…

FRANSA’DAKİ AYAKLANMA!

Dünyada haftanın olayı ise Fransa’daki eylemlerdi. Dur ihtarına uymayan Cezayir kökenli 17 yaşında bir gencin, Fransız polisi tarafından vurularak öldürülmesi ülkeyi savaş alanına çevirdi. Başkent Paris’te başlayan ve Fransa’nın birçok kentine yayılan protesto gösterilerinde araçlar yakıldı, binalar kundaklandı, mağazalar yağmalandı. İki bini aşkın kişi tutuklanırken, çok sayıda polis ve gösterici yaralandı. 1350 araç yakıldı. Cumhurbaşkanı Macron, olaylar nedeniyle Almanya ziyaretini ertelerken, sendikalar da Macron’a çağrıda bulunarak, ülkede düzeni sağlamasını istedi… Cezayirli Nahel’in öldürülmesinin, özellikle Fransa’da yaşayan Afrika kökenlileri sokağa inme konusunda tetiklediği belirtiliyor. Bu eylemlerin içte biriken bir öfke sonucu olduğu ifade edilirken, gençler Fransız yönetiminden kendilerine insan gibi davranmalarını istediler… Türk televizyon kanallarına konuşan Cezayir, Fas ve Tunuslu gençler, Fransız vatandaşı olmakla birlikte, kendilerini her zaman ikinci sınıf vatandaş hissettiklerini, kendilerine hâlâ ‘sömürge zihniyetiyle’ davranılmakta olduğunu kaydettiler. Aradan bunca yıl geçmesine rağmen, ülkede Fransızlar gibi muamele göremediklerini söyleyip, adalet istediklerini söyleyen Afrikalılar, “Afrika kıtasını yıllar boyu sömürdükleri ve insanlarını köle gibi kullandıkları yetmiyormuş gibi, hala tatmin olmuş değiller. Hem bizi kullanıyor hem de varlığımızdan rahatsız oluyorlar” şeklinde görüş belirttiler… Bunu, Suriye’deki iç savaştan kaçıp da Türkiye’ye sığınan milyonlarca Suriyelinin durumu ile kıyaslayan yabancı gözlemciler, Türkiye’nin, Afrika ülkeleriyle giderek artan ilişkisini değerlendirirken, Türkiye’nin bu ülkelere sömürü gözüyle bakmadığını, tam tersi insancıl açıdan bakmayı tercih ettiğini belirtiyorlar... Türkiye’nin, Pandemi sürecinde Afrika ülkelerine gönderilen yardımların bunun kanıtı olduğunu kaydettiler. Aynı gözlemciler, “Halen Türkiye’de bulunan Suriyeliler, kendilerini ikinci sınıf vatandaş olarak hissetmiyor. Her türlü imkâna sahipler. Anlaşılan o ki, Fransa, Afrika’da yıllarca sürdürdüğü sömürü düzeninin bedelini ödüyor” değerlendirmesinde bulunuyorlar…