Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçen hafta nöbet çıkışı yaptığı trafik kazasında hayatını kaybeden Doktor Rümeysa Şen’in ardından, sağlık sistemindeki eksikliklere dikkati çekti. Koca’nın açıklamasına...
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçen hafta nöbet çıkışı yaptığı trafik kazasında hayatını kaybeden Doktor Rümeysa Şen’in ardından, sağlık sistemindeki eksikliklere dikkati çekti. Koca’nın açıklamasına göre Dr. Rümeysa Şen, kaza yaptığı gün 36 saatlik nöbetten çıkmamış, günlük mesaisinin ardından nöbet tutmuş ve hastaneden ayrılmıştı. Ancak bu açıklama hekimlerin sorunlarının masaya yatırılmasına engel olamadı. Koca, sosyal medyadaki eleştiriler üzerine, 36 saate varan nöbet sistemi olduğunu doğruladı, geçmişten bugüne süren bu sistemin mesleki disiplin olarak görülmesine rağmen biyolojik kapasiteyi zorlayacak çalışma sürelerinin kabul edilemeyeceğini belirtti.
“Değişmesi gereken çok şey var” diyen Bakan Koca, nöbet sisteminde karar verici olan hoca ve başhekimlerin hassas davranmasını beklediklerini söyledi. Kıdemlilere saygının etik bir şart olduğunu hatırlatan Koca, kitap okuyarak hekim olunamayacağını; hekimliğin, usta hekimlerin gözetiminde öğrenilebileceğini dile getirdi. Koca, bu ast üst ilişkisinin arkadaşça bir boyut kazanabileceğini, çalışma ortamının stresini azaltmanın, çalışma sürelerinde ise gençlerin enerjisini biraz da geleceğe saklamanın bu arkadaşça ilişkiye bağlı olduğunu kaydetti. Koca, bir hekime 457 kişi düştüğü Türkiye’de hekimlerin iş yükünün ağırlığına vurgu yaptı.
ÇALIŞ-MA SİSTEMİ
Aslında ne kadar da bizden değil mi? Bakan Koca’nın saydıkları maalesef tüm iş kolları için yaygın, gündelik sorunlar. Bir türlü çözülmeyen, çözülmek istenmeyen sorunlar. Gazeteci, doktor, mühendis, işçi, memur… Yoğun bir iş yükü altında ezildiğini hissediyor herkes. İş çok, çalışan az. Sorumluluk çok, para az. Pek çok çalışan, mobbingci patron ve yöneticilerinden uyumak için eve gidebildiğinde kurtuluyor ancak. Mesai saatleri uzun ve yorucuyken, izinler kısa ve “her arandığında ulaşılabilir” oluyor. Peki buna can dayanır mı, dayanmıyor.
Gencecik beyinler yabancı dil kurslarında, yurtdışı programlarının eğitiminde kendine yeni bir yön arıyor. Pırıl pırıl beyinleri yetiştirip gelişmiş ülkelere hediye ediyoruz. Yakın gelecekte ne olacak dersiniz? Tedavi olmak için okyanus mu geçeceğiz? Bizim gencimizin icat ettiği teknoloji için yeni ülkesinin sıra numarası vermesini mi bekleyeceğiz? Yoksa en son Özlem Türeci ve Uğur Şahin örneğinde olduğu gibi gururlanmak için başarılı isimlerin önüne “Türk asıllı” sıfatını mı koyacağız?
Ezilen gazeteci, işçi, memur, doktor olabilir ama kaybeden ülkemiz. Her amir, yönetici, patron bilmeli ki hak yediği sürece, hepimiz kaybedeceğiz. Adaleti, güzelliği ya birlikte kuracağız ya da birlikte kaybedeceğiz. Dr. Rümeysa’yı kaybettik ama yokluğuyla gündeme gelen hak savaşlarını ayakta tutalım. İnsanca yaşanacak mesai saatleri ve insanca geçinebilecek maaşlar için kaç Rümeysa’nın daha ölmesi gerekecek? Rümeysaların ölmesine izin vermeyelim. insanca yaşayabilmeleri için mücadele edelim.
SON BULUŞMAYA GİTMEYİN
Denizli'de gıda mühendisi olan 23 yaşındaki Şebnem Şirin’i öldüren zanlı Furkan Zıbıncı çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Gasp ve cinsel istismardan 6 suçtan kaydı olduğu ortaya çıkan zanlı, yaşananları hatırlamadığını iddia etti. Yeğenini toprağa verdikten sonra paylaşım yapan Selda Tokat, “Kız kardeşlerim ne olur son bir konuşmaya gitmeyin ne olur. Acımayın, kim size takıntılıysa uzak durun. Bizim ciğerimiz yandı. Başka Şebnemler olmasın. Bu ülke bizi koruyamayanların ülkesi Kendinizi, kızınızı, kız kardeşinizi koruyun. Acımızı paylaştınız, hepiniz sağ olun” dedi. Bu nedir biliyor musunuz, kadını koruyacak mekanizma kalmadığından, dayanışma çağrısıdır, bu bir yaşam mücadelesidir. Canını verdi kadınlar, kanıyla canisini yazdı kadınlar yine çare olamadınız! Emeği geçen herkese yazıklar olsun!
İYİ HABER:
Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda çalışan maden işçileri tarafından 3 yıl önce kurulan Madenciler Korosu, Zonguldak Valiliği tarafından düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında sahne aldı. Maden işçilerinin seslendirdiği birbirinden güzel şarkılar ve türküler, izleyicilere keyifli anlar yaşattı. İzleyiciler, zaman zaman söylenen şarkılara eşlik etti. Yaklaşık 1.5 saat sahnede kalan maden işçileri, konser sonunda ayakta alkışlandı.
GÜZEL İÇERİK:
Egemen Koray Benli, instagram hesabı “Mühendisin oğlu” üzerinden yaptığı ürün kıyaslamalarıyla ebeveynlere güvenilir ürün bulma konusunda yardımcı oluyor. Oto koltuğundan ıslak mendile, vitamin takviyelerinden gıda ürünlerinde kadar birbirinden farklı pek çok ürünü inceleyen sayfada mekanizma- donanım ya da etiket üzerindeki kimyasallar hakkında bilgiler veriliyor.