Ben Çanakkale şehidi rahmetli dedemin bir torunu olduğum için hem üzülür hem de gurur duyarım. Çanakkale’de şehit düşen dedem ile birlikte tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum…
Rahmetli Baba...
Ben Çanakkale şehidi rahmetli dedemin bir torunu olduğum için hem üzülür hem de gurur duyarım. Çanakkale’de şehit düşen dedem ile birlikte tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum…
Rahmetli Babam Halil Dabakan 1915 doğumluydu. Babam anlatırdı bize; “Ben dünyaya geldikten birkaç saat sonra babam İbrahim Dabakan’ı askerlik altına almışlar ve Çanakkale’ye savaşa göndermişler. “Babam gittiği Çanakkale savaşından bir daha dönmemiş ve şehit olmuş. Ben babamın bir fotoğrafını bile görmedim. Sadece annem Emine Dabakan (Emmun) anlattıklarıyla hatırlıyorum” derdi. İşte Çanakkale savaşı böyle bir savaştı. Vatanı ve bayrağı için cephe de savaşan o insanlar. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün cephede söylediği; “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” sözleri, askerin zafere inanmasını sağladı. Birçok askerin şehit olmasıyla geride babalarının bir fotoğrafını bile göremeyen öksüz çocuklar, çok sayıda dul eş bırakmıştı. Allah bir daha böyle savaşları yaşatmasın…
Birinci Dünya Savaşı’nda, 1915-1916 yılları arasında, Gelibolu Yarımadası'nda, Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında cereyan eden o müthiş savaşın Türk tarafının zaferiyle sonuçlandığı mutlu günün 107’ncı yıldönümünde şehitlerimizi andık. İki tarafın da büyük kayıplar verdiği bu hesaplaşmanın dünya savaş tarihinde özel bir yeri vardır. O tarih, 200 bin şehit pahasına, en güçlü donanmalarına ve ordularına karşı denizde ve karada Türk tarafının başarı gösterdiği olağanüstü önemli bir vatan savunmasıdır.
Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal, artık Türk ulusunun gözünde milli kurtuluşun simgesidir…
Çünkü Almanya ve müttefikleri Birinci Dünya Savaşı’nı kaybedince Osmanlı imparatorluğu çökmeye başlar. İmparatorluğun başkenti İstanbul ve Anadolu düşman istilasına uğrar. Mustafa Kemal, Çanakkale’den geçmelerine izin vermediği ama şimdi İstanbul önlerinde olan emperyalist savaş gemilerine bakıp kararlılığını seslendirmektedir: “Geldikleri gibi gidecekler…”
Bu yazıdan amacım Çanakkale zaferi üstüne hamaset yapmak değildir… İtilaf devletlerine Çanakkale boğazını “geçilmez” kılan Türk direnişinin, Kurtuluş Savaşı’na ilişkin önemli yansımasından söz etmek isterim ki, Rusya-Ukrayna savaşı başladığından bu yana Boğazlar stratejik önemleriyle bir kez daha dünya gündemindedir…
1915’te İtilaf Devletleri’nin Çanakkale’ye yüklenmelerinin ve bu stratejik boğazda kontrolü ele geçirmek istemelerinin bir nedeni de, Bolşevik devrimiyle boğuşan Çarlık Rusya’sının yardımına gitmekti… Batı emperyalizminin bu amacı, Türk direnişi sayesinde gerçekleşemez ve Bolşevik devrimi 1917’de başarıya ulaşır… Dünya dengeleri artık olağanüstü değişmeye başlamıştır…
Sovyet devrimi ile Türk Kurtuluş Savaşı, tarihin o kesitinde batı emperyalizminin boğmak istediği iki kader arkadaşı gibidir. Atatürk ve Lenin ya birlikte yok olacak ya da emperyalizme karşı birlikte savaşacaklardı. Birlikte savaştılar. Sovyet Rusya’nın Türk Kurtuluş Savaşı’na verdiği destek Türk tarihinin resmi sayfalarında yeterince yer almamasına karşın unutulmayacak bir gerçektir…
2022 yılı 18 Mart Çanakkale Şehitlerimizi andığımız günde Çanakkale Boğazına “Yakut Gerdanlık” dediğimiz Asma Boğaz Köprüsünün açılışını gerçekleştiren Başkan Erdoğan, köprünün yapımında zamanın Ulaştırma Bakanı, son Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kara Yolları Genel Müdürü Abdulkadir Uraloğlu ve yapımında çalışan tam 30 bin mühendisi ve işçisi hiçbir zaman unutulmayacak. İşte hizmet; Çanakkale’ye en büyük hizmet buydu. Şehitlerimize ziyarete gidenler bu köprü sayesinde denizi altı dakikada aşacaklar…