Prof. Dr. Çelik, kafeinin nasıl etkilediğine dair detaylı bilgiler sunarak, bu uyarıcının insanların vücutlarıyla etkileşimini anlamanın önemli olduğunu belirtti. Kafein, kahve, çay, çikolata ve alkolsüz içecekler gibi popüler gıda maddelerinde bulunuyor. Çelik, bu maddelerin yanı sıra kafeinin laboratuvar ortamında da üretilebildiğini ve doğal ile sentetik kafein arasında moleküler bir fark olmadığını ifade etti.
Kafeinin birçok sağlık sorununu tedavi etmek için kullanıldığını belirten Çelik, bu maddenin baş ağrısı, soğuk algınlığı ve alerji tedavisinde reçeteli ve reçetesiz ilaçlar içinde yer aldığını aktardı. Bunun yanı sıra kafein, çeşitli selülit azaltıcı tedavilerde de aktif bir bileşen olarak kullanılıyor. Sporcular arasında da performans artırıcı bir takviye olarak popülerliği artan kafein, ergogenic özellikleri sayesinde fiziksel dayanıklılığı artırabiliyor.
Çelik, günlük kafein alımında 400 mg sınırının aşılmaması gerektiğini, aksi halde uykusuzluk, huzursuzluk ve kas titremeleri gibi sorunlarla karşılaşılabileceğini ifade etti. Çocukların kafein etkilerine karşı yetişkinlerden daha hassas olabileceği konusunda da endişeler olduğunu belirtti.
HAMİLELİKTE KAFEİN TÜKETİMİ
Hamile kadınlar için kafein tüketimi konusunda özel bir uyarıda bulunan Çelik, fetüslerin bu uyarıcının olası zararlı etkilerine karşı hassas olduğunu vurguladı. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre hamilelikte önerilen günlük kafein alım miktarı 300 mg ile sınırlıdır. Kafeinin tansiyon ilaçları ve diğer uyarıcılarla etkileşime girebileceği ve sağlık sorunlarını şiddetlendirebileceği konusunda da dikkatli olunması gerektiği ifade edildi.
KEMİK SAĞLIĞI VE KAFEİN
Yüksek kafein alımının kalsiyum emilimini azaltabileceğini ve bu durumun kemik sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirten Çelik, menopoz sonrası kadınlarda kemik mineral yoğunluğunda hafif bir düşüş ile ilişkili olduğunu söyledi. Kafeinin, bazı ağrı kesici ilaçların etkinliğini artırabildiği için bu tür ilaçlarla birlikte sıkça kullanıldığını da ekledi.
KAFEİN VE NÖROLOJİK SAĞLIK
Çelik, kafeinin Alzheimer ve Parkinson hastalığı üzerindeki potansiyel koruyucu etkilerine de değinerek, alışılmış kafein tüketiminin Alzheimer riskini azaltabileceğine dikkat çekti. Ancak kafeinin sağlık üzerindeki etkilerinin hala tam olarak anlaşılamadığını vurguladı.
TÜRK KAHVESİ VE KAFEİN İÇERİĞİ
Kahve eğitmeni ve uluslararası tadımcı Yunus Çakmak, Türk kahvesinin diğer kahve türlerine göre daha düşük kafein içeriğine sahip olduğunu belirtti. Filtre kahvenin, demleme süresinin uzunluğu nedeniyle daha fazla kafein içerdiğini ifade eden Çakmak, Türk kahvesinin daha yoğun bir aromaya sahip olduğunu söyledi.