Özbekistan’da pilav sadece bir yemek değil, aynı zamanda sosyal bağları güçlendiren ve Özbek halkını bir araya getiren bir gelenek. UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak tanınan pilav, ulusun kültürel dokusunun ayrılmaz bir parçası.
'YÜZLERCE ÇEŞİT, TEK BİR LEZZET KÜLTÜRÜ'
Ülkede 100’den fazla pilav çeşidi bulunuyor. Her tarif, bölgeye ve mevsime göre değişiklik gösterse de su, pirinç, soğan, havuç, et, yağ ve tuz gibi temel malzemeler pilavın olmazsa olmazları arasında. Bu eşsiz yemek, sadece malzemeleriyle değil, yapılış yöntemi ve anlamıyla da dikkat çekiyor.
'TAŞKENT’İN PİLAV MERKEZİ: BESH QOZON'
BBC’de yer alan habere göre; Başkent Taşkent’in Yunusabad mahallesindeki Besh Qozon, Orta Asya’nın en büyük pilav restoranlarından biri. Orta Asya Pilav Merkezi olarak bilinen bu mekan, dokuz büyük odun ateşi kazanında pişen pilavıyla günde 5 bin ila 8 bin kişiye hizmet veriyor. Pilav, etin kavrulmasıyla başlayıp, beyaz ve sarı havuç, soğan, pirinç, su ve baharatların eklenmesiyle devam eden dört saatlik bir pişirme sürecinden geçiyor.
Özbekistan’da pilav yapımı ve tüketimi özellikle Perşembe ve Pazar günlerinde yoğunlaşıyor. Perşembe günlerinin bu özel seçimi, pilavın afrodizyak etkisine olan inançla bağlantılı. Pilav kazanının dibindeki yağın doğal bir afrodizyak olarak görülmesi, bu geleneğin temelini oluşturuyor. Ayrıca, Hz. Muhammed’in anne rahmine düştüğünün Perşembe günü olduğuna inanılması da bu günü özel kılıyor.
'PİLAV VE EKMEĞİN AYRILMAZ BİRLİĞİ'
Özbek pilavı, nakışlı ekmeklerle tamamlanıyor. Hem görselliği hem de lezzetiyle dünyaca ünlü olan bu ekmekler, pilavın yanında mutlaka yer alıyor. Özbek halkı, "Dünyada bir günün kaldıysa, onu pilav yiyerek geçir" sözünü yaşam felsefesi haline getirmiş durumda.