Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve yaklaşık iki buçuk saat kadar süren istifa krizi ve sağduyulu vatandaşların ayağa kalkıp İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sahip çıkması ve hemen ardından Cumhurbaşkanlı...
Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve yaklaşık iki buçuk saat kadar süren istifa krizi ve sağduyulu vatandaşların ayağa kalkıp İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sahip çıkması ve hemen ardından Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen “istifayı kabul etmeme” haberiyle vatandaşlar da, hükümet de rahat bir nefes aldı…
Bakan Soylu’nun istifasını Erdoğan, kabul etmemekle yanlış bir adımdan döndürdü. Bakan Soylu, Twitter’dan, “Milletimizin hizmetinde yola devam inşallah” diye yazarak görevine döndü. PKK ile mücadele, diğer terör örgütleriyle mücadele, Koronavirüs’ten vatandaşları koruma mücadelesi, şu zor günlerde, Başkan Erdoğan’ın Türkiye için aldığı en doğru karardı...
Hafta sonu iki günlük sokağa çıkma kararı doğruydu, fakat zaman yani “son anda duyurulması” hatalıydı. Vatandaşların fırın ve marketler hücum etmesi, buralarda sosyal mesafe yoktu. İzdiham yaşandı. Muhalefet partililer hemen eleştirilere sarıldılar…
Türkiye de ilk defa bir Bakan, sorumluğu yüklenen Soylu, “Eleştirileri aldım, kabul ettim” dedi. Cuma günü erken saatlerde yasak ilan edilmiş olsa bile benzer bir izdiham yine yaşanır mıydı? Yaşanırdı. Hafta sonundaki iki günlük sokağa çıkma yasağı için, mesela pazartesi veya salı gibi yapılabilecek bir duyuru makul bir karar olabilirdi. Bu Hafta sonu yapılacak yasağı Cumhurbaşkanı Erdoğan, haftanın başından duyurdu. Can alan pandemi ile mücadelede, yasaklara uymalı istenmiyorsa sokağa çıkılmamalıdır…
Soylu, en başta PKK ve FETÖ olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede büyük başarı sağlamış. PKK ve FETÖ terörüyle etkin mücadele içinde şimdiye kadar, İç İşleri Bakanları’nın içerisinde en başarılı bir İçişleri Bakanı’dır. Tahmin edeceğiniz gibi Soylu’nun istifasına “en çok kimlerin sevindiği” de bellidir…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istifa kabul etmemesiyle birlikte, Türkiye’nin azılı düşmanlarının sevinçleri kursaklarında kaldı!
Soylu, 15 Temmuz gecesi TRT’ye girişini ve akabinde yine onun “FETÖ’cü hainlerin darbe teşebbüsünün arkasında ABD var” dediğini de iyi hatırlayalım!
Dünya ülkeleri ve Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’yi korona virüsle mücadelede ve iyi açılaşan sağlık sistemiyle takdir ediyor. Muhalefet partisi ise Türkiye sağlık sistemini dışarıya şikâyet ediyor. Türkiye’ye saldıran, Türkiye’yi her fırsatta kötüleyen sözde güçlü ABD, Ankara’daki büyükelçiliği aracılığıyla Türkiye’den muhtelif sağlık malzemeleri talep etti. Bu malzemeler arasında; özellikle ceset torbası ve maske talebi dikkat çekiyordu! Yani, muhalefetin, ABD’ye şikâyet maskeleri düşmüştü…
TARİHİN CİLVESİ
Bir de “Ceset Torbası” konusu var! ABD’nin FETÖ’sü, 15 Temmuz darbesini müteakip planladığı seri infazlar için “108 bin adet ceset torbası” hazırlamıştı! Aradan geçen dört yıl sonra, virüsten ölümlerde dünyada ilk sırada yer alan ABD, Türkiye’den “ceset torbası” istiyor! Kaderin cilvesine bakın…
Sözün kısası, Cumhurbaşkanı Erdoğan, korona virüs salgınıyla mücadele edilirken bir de yönetim krizi yaşanmasına izin vermedi. 18 yıllık AK Parti iktidarı süresince birçok krizi ustalıkla çözen Erdoğan, Soylu’nun istifasıyla başlayan dalgalanmayı kısa sürede yatıştırmayı başardı…
Soylu, 18 Şubat 2018 tarihinde Trabzon’da istifa sinyali verdiğinde, Erdoğan, “Seni ben atadım. Git işinin başına geç” demişti. Bu kez de “sabırlı ol Süleyman. Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıklama yapacağım” diyerek krizi çözdü…