Yaşlanma vücudumuzdaki tüm hücrelerin zamanla fizyolojik olarak değişime uğraması ve yavaşlaması sonucu oluşuyor. Fiziksel görünüşlerimize de yansıyabilecek olan bu durum her ne kadar göz ardı edilse de organlar açısından daha kritik bir durum teşkil ediyor. İlk izlenim olarak gayet genç ve sağlıklı bir vücut görüntüsüne sahip olan bireylerin doku ve hücreleri görünüşün aksine aslında yaşlanmış olabilir. Sağlıklı beslenme ise bu noktada en büyük kurtarıcı. Erken yaşlanmayı önlemek için diyetinize ekleyeceğiniz birkaç besin ile metabolizmanızı daha genç ve dinamik bir hale ulaştırmak mümkün.
VİTAMİNLERİ YÜKSEK BESİNLER
Vitamin ve mineraller, her hastalıkta vurgulandığı gibi metabolizma yaşı için de son derece önemli. Hem kilo kontrolünde etkisi bulunan hem de doku yapım ve onarımını destekleyen vitamin ve mineraller, vücut savunma sisteminin anahtarlarından. Vücutta ortaya çıkan vitamin ve mineraller eksiklikleri sonucu bazı sistemler aksaklık gösterebilir ve metabolizma yavaşlayabilir. Öncelikle sindirim sistemi organlarından mide ve bağırsaklarda başlayan bu yavaşlama, roka ve tere gibi çiğ yeşil sebzeler ile daha iyi dengeleniyor. Yaşlanmayı önleyen ve daha genç bir metabolizma için kilit olan B1 veya diğer adıyla Tiamin vitamini de bu grup arasında karşımıza çıkıyor. Özellikle sigara ve alkolün yol açtığı yaşlanma faktörlerine karşı antioksidan görev üstlenen Tiamin en çok; et, balık, bezelye, yumurta, fındık ve kurubaklagillerde bulunuyor.
KAYISI ÇEKİRDEĞİ
Çin’in Hunza Vadisi’nde yaşlanmaya karşı en iyi ilaç olarak bilinen ve kullanılan kayısı çekirdeği sade veya kurutulmuş hali ile vücutta doku onarımını destekliyor. Özellikle cilt sağlığını korumak için tercih edilen bu besin yağlı tohum olma özelliği ile bitkisel protein açısından da oldukça zengin. Aynı zamanda yağda çözünen birçok vitamin ve mineralleri de içeriyor. En doğru ve etkin kullanımını ise zeytinyağ ile hazırlanmış salatalara ekleyerek sağlayabilirsiniz.
BİTKİ ÖSTROJENLER VE İZOFLAVONLAR
Vücutta kollejen aktivitesini uyararak kırışıklıkları ve derideki yaşlılık kaynaklı oluşan lekeleri geciktiren bitki östrojenlerine en çok; kestane, soya fasulyesi, mercimek ve keten tohumunda rastlanıyor. Yoğurt ile birlikte tüketilen keten tohumu metabolizmanın gençleşmesine olan etkisinin yanı sıra tiroid hormonlarını da düzenleyerek hormon sisteminin ve vücut iyot oranının dengeli olmasını sağlıyor. Ara öğünlerde tüketilebilecek kestane ise doku onarımını hızlandırarak başta deri sağlığı olmak üzere kötü kolesterolün dengelenmesinde olumlu etkiler yaratıyor.