EGEMEN SAYIN-EGE TELGRAF- Trigeminal nevraljinin en belirgin özelliği, tipik olarak yüzün bir tarafında oluşan şiddetli, paroksismal (aniden başlayıp duran) ağrılardır. Uzmanlar ağrıların, tetikleyici faktörlerle daha da kötüleşebildiğini belirtiyor. Örneğin, yüzün belirli bölgelerine dokunmak, yemek yemek, konuşmak veya gülümsemek gibi günlük aktiviteler trigeminal nevralji hastaları için işkence haline gelebilir. Uzmanlar bu rahatsızlığın, trigeminal sinirin anormal bir şekilde sıkıştığı veya tahriş olduğu durumlarda ortaya çıktığını belirtiyor ve sinirin neden bu şekilde etkilendiği tam olarak anlaşılamadığını ancak bazı durumlarda damarların sinire baskı yapması trigeminal nevraljiyi tetikleyebildiğini belirtiyor.
KLİNİK BELİRTİLERLE ORTAYA ÇIKIYOR
Trigeminal nevraljinin teşhisi genellikle klinik belirtiler ve hastanın anlattığı ağrıların öyküsüne dayanır. Hastaların çoğu bir nörolog tarafından değerlendirilir ve fiziksel muayene yapılır. Ayrıca, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi görüntüleme testleri de kullanılabilir.
İLK SEÇENEK İLAÇLAR
Tedavi seçenekleri, hastanın yaşına, sağlık durumuna ve semptomlarının ciddiyetine bağlı olarak değişebilir. Uzmanlar ilk tedavi seçeneğinin genellikle ilaçlar olduğunu aktarıyor. Antikonvülsan ilaçlar ve trisiklik antidepresanlar gibi ilaçlar trigeminal nevraljinin semptomlarını hafifletebilir. Ağrının kontrol altına alınması için opioid içeren ilaçlar nadiren kullanılır, çünkü bağımlılık riski taşırlar.
CERRAHİ MÜDAHALE GEREKEBİLİR
İlaç tedavisine rağmen ağrıları kontrol altına alamayan hastalara cerrahi müdahale gerekebilir. Bu müdahalelerden biri mikrovasküler dekompresyon adı verilen bir ameliyattır. Bu işlem sırasında, trigeminal siniri sıkıştıran damarlar düzeltilir. Başka bir seçenek ise sinire radyofrekans veya nöroablasyon denilen tekniklerle zarar vererek ağrı sinyallerinin iletilmesini engellemektir.