Ege Telgraf Gazetesi'nden Nihat Ak'ın haberine göre;  Altın fiyatları, döviz kuru, yüksek faiz oranları bankalardaki mevduatlara yansıdı. Türk Lirası cinsinden mevduatlar ilk kez 10 trilyon lirayı aştı. Son bir haftadaki artış 524 milyar liraya ulaşırken TL mevduatın toplama oranı da yüzde 63'e yaklaştı. TL mevduatın toplam mevduata oranla en düşük olduğu dönem Aralık 2021'de yüzde 30,9 olarak görülmüştü. Bu tarihi rekorun ne anlama geldiğini ekonomistler Ege Telgraf’a değerlendirdi.

‘GÖRSEL DÜZENLEME’

TL mevduatındakı artışın görsel bir düzenleme olduğunu belirten ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Bankadaki TL mevduatının ilk kez 10 trilyon lirayı aşmasının önemli nedenleri var. Hükümet doları uzun süredir sabit kalması yönünde baskılıyor. Banka mevduatlarına da ortalama yüzde 50 oranı gibi yüksek bir faiz uygulanıyor. Türk Lirası cinsinden parası olanlar enflasyon karşısında birikiminin erimemesi için mevduata yöneliyor. Dolarda aşırı bir değişim olmadığı için yabancılar dolarını bozup bankalardaki TL mevduatlarına yöneliyor. Vadesi geldiğinde yabancı yatırımcı yüzde 50 oranında para kazanıp yüksek değişimi olmayan dolara dönüp kendi ülkesine yönelecek. Bu döngü fakirleştiren bir büyüme getirir ekonomiye. Bir yerde ekonomiye sömürüdür. Bu bizim ülkemiz için uzun vadede çözüm değil. Sadece kısa vadede parasal akışı teşvik etmek için yapılan uygulamalar. Merkez Bankası'nın rezervleri eridi, zamanla tükeni. Negatife geçti. Onu toparlamaya yönelik Sadece Merkez Bankası'ndaki görüntüyü düzeltmeye yönelik önlemler bunlar. Para bizim iktisat dilinde bir örtüdür. Sağından solundan çekiştirirsiniz, bir şeyi örtersiniz” dedi.

Mayıs 2024 Engelli Ve Yaşlı Aylıkları Ödeme

15 Eylül'de daha büyük indirimler bekleniyor| Av yasağının kalkmasıyla tezgahlarda balık bolluğu 15 Eylül'de daha büyük indirimler bekleniyor| Av yasağının kalkmasıyla tezgahlarda balık bolluğu

‘YAPISAL REFORM ŞART’

Ekonomideki gerçek büyümenin yapısal reformlarla olabileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Erkan, “Dolar kurundaki sabitlik dış ticarette birtakım olumsuz etki yaratmaya açık bir durum. İhracatçılar sabit dolar kuruna bir süre sonra isyan edecektir. İthalat artacak, cari açık yükselecektir. Bu parasal konular ötesinde, ekonominin yapısal sorunlarına eğilmek gerekiyor. O yapıdan başlamak gerekiyor. Ama iktidarın bunu yapmaya niyeti yok. Sadece parasal işlerle üretim ve sanayiyi ihmal ederek ticarete yönelmek doğru değil. Üretim iklimi yok. Yatırım iklimi yok. Toplumun pozitif beklentisi yok. Ekonomide beklentiler çok önemlidir. O beklentiyi yaratabilmek için daha köklü ve yapısal önlemler, adımlar atılması gerekiyor. Ekonominin geleceğinde söz sahibi olacak gençlerimize iyi eğitim verilmesi gerekir. Zihniyet devrimi gerekiyor bu ülkede. Bizim toplumumuz memeli beyniyle yöntilmeye çalışılıyor. Halbuki üst beyni, yaratıcı beyni, yenilikçi beyni kullanmak gerekiyor. Toplum düşünmeyen robot haline getirilen, yukarıdan yönetilen bir hale getirildi. Bunların kırılması gerekiyor. Bunun için de önce eğitimin değişmesi gerekiyor. Eğitimle toplumun önünü açabilir. Gelecek beklentilerini yükseltebilirsiniz. Şu anda yoksul kan ağlıyor. Orta tabaka yok oldu. Alt tabaka sürünüyor. Bu koşullarda gelecek beklentisini nasıl artırabilirsiniz?” ifadelerini kullandı.  

‘BEKLE GÖR SÜRECİNDEYİZ’

Yüksek mevduat faizlerinin üretim ekonomisini olumsuz etkilediğini dile getiren finansal piyasalar uzmanı Irmak Nural, “Anti enflasyonist sıkı para politikasının yüksek faiz oranları insanları yönlendiriyor. Hızlı yükselen enflasyon insanları para harcamaya itiyor. Ama yüksek mevduat faizleri de alışverişleri frenleyerek vatandaşın parasını bir şekilde tutmaya itiyor. Banka mevduatlarında toplanan paralarda yüksek faizleri nedeniyle üretim yatırımına yönlendirilemiyor. Yeni girişim ortamı yaratılamazken diğer taraftan da şirketler parasını mevduatta tutuyor. Enflasyonist sürecin, enflasyon ateşinin sönmesini beklediğimiz bir dönemdeyiz açıkçası. Aslında bu bir şekilde ekonomik küçülmeyi beraberinde getiren bir süreç. Üretim süreçleri kötü etkileniyor. Yeni üretim süreçleri başlatılmıyor. İşsizlik oranlarının arttığı ve daha da artacağı bir süreçten geçiyoruz” diye konuştu.

ZOR BİR DÖNEMEÇ

Zorlu bir sürecin atlatılmasıyla karşı karşıya kalındığını belirten Nural, “Bu zor bir dönemeç ama bunu göze almak durumundayız. Tüm dünyadaki merkez bankalarının bu dönemden geçtiği gibi Türkiye de geçmek durumunda. Amerika’daki 5-5.5 oranındaki faiz kendisine göre çok yüksek bir seviye. İngiltere Merkez Bankası (BoE), gösterge faiz oranını değiştirmedi ve yüzde 5.25'te sabit bıraktı. Avrupa Merkez Bankası ana finansman oranını yüzde 4,25'e, marjinal borç verme oranını yüzde 4,50'ye ve gösterge faiz olan mevduat oranını da yüzde 3,75'e indirdi. Bu yılın sonuna kadar yüzde 3,25'e ulaşacağına ve nihai faiz oranının yüzde 2,25, yüzde 2,50 civarında olacağı anlamına geliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 50'de sabit bırakılacağı öngörüyor. Enflasyon oranımızın şimdi baz etkisiyle düşeceği söyleniyor. Ama baz etkisi aslında çok istatistiki bir veri. Gerçeği yansıtmıyor. Zor bir süreçten geçiyoruz. Yurt dışından yatırım çekebilmemiz gerekiyor. Bu sadece yüksek faiz oranlarıyla olacak değil. Tabii ki yapısal reformlar da çok önemli olacak. Devletin dini hukuktur denir. Yatırımların hukuki güvence altında olması gerekir” değerlendirmesinde bulundu.

‘YAŞAYABİLMELERİ BAŞARI’

Dar gelirlilerin bu zorlu geçiş döneminde adeta yaşam mücadelesi verdiğini belirten Nural, “Bu zorlu sürecin dar gelirliler için ne anlama geldiğini kelimelerle ifade edebilmek pek kolay değil. Bu enflasyonist süreçlerde tabii ki herkes çok zorlanıyor ama toplumun bazı kesimleri diğerlerinden çok daha fazla bu yükü taşımak durumunda kalıyor. Dar gelirlilerin şu anda çok büyük bir yük altında olduğunu görüyoruz. On bin, on iki bin TL’lik bir emekli maaşıyla yani hayatta kalmaları zaten çok büyük bir başarı. Bu şartlar altında kiralarını, temel ihtiyaçlarını, elektrik su faturalarını karşılayabilmeleri başarıdır. Şu anda o kesimin tasarruf yapabilmeleri, yatırım yapabilmeleri söz konusu değil. Yaşama tutunmaları en büyük başarıları” ifadelerini kullandı. 

Kaynak: EGE TELGRAF