Karadeniz’in derinliklerinde kaybolan bir Osmanlı gemisinin izine, Akçakoca ilçesindeki bir amatör balıkçı tarafından rastlandı. Geçtiğimiz yıl, Akçakoca'nın Karaburun açıklarında zıpkınla balık avı yapan Gürkan Gürbüz, 6 metre derinlikte büyük metal kalıntıları fark etti. Su altı kamerası ile kayda aldığı görüntülerle bulguyu kaydeden Gürbüz, durumu Düzce Üniversitesi (DÜ) Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Deniz Yağlıoğlu ve Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Arkeolog Doç. Dr. Ahmet Bilir’e bildirdi.
Araştırmalarını bu yeni bulguya dayandıran akademisyenler, su altındaki bu batığın 1. Dünya Savaşı’na ait bir Osmanlı gemisi olabileceğini belirtti. Bölgeye dalış yaparak yaptıkları incelemeler sonucunda, batık geminin içerisinde mühimmat bulunduğunu ve 1. Dünya Savaşı dönemine ait olduğuna dair güçlü ipuçları edindiklerini belirttiler.
"BATIĞIN TARİHİ VE ÖNEMİ BÜYÜKTÜR"
Arkeolog Doç. Dr. Ahmet Bilir, batığın tahrip olmuş olabileceğini, bunun patlama veya dalgaların etkisiyle gerçekleşmiş olabileceğini ifade etti. Batığın 50-60 metre boyunda, metal sacdan yapılmış bir gemi olduğunu vurgulayan Bilir, "Bu batık oldukça önemli bir keşif. Savaş dönemi arkeolojisi açısından büyük bir değer taşıyor. Ayrıca, bu batık turizm açısından da büyük potansiyele sahip olabilir" dedi.
İlk belirlemelere göre batığın Osmanlı gemilerine ait olduğuna kanaat getiren akademisyenler, geminin kaybolmuş ya da batmış olabilecek bazı tarihi Osmanlı gemileri ile bağlantılı olabileceğini düşünüyor. Özellikle 7 Kasım 1914’te batırılan Bezm-i Alem, Mithat Paşa ve Bahr-i Ahmer gemileri, Sarıkamış’a malzeme sevk etmek için yola çıkmış ve akıbetleri uzun yıllar belirlenememişti.
"KARADENİZ'DE DAHA BİRÇOK SIR BEKLİYOR"
Düzce Üniversitesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Deniz Yağlıoğlu, Karadeniz’deki bu bulguyu heyecan verici olarak nitelendirdi ve "Bu batık, Karadeniz’in bilinmeyen yüzüne dair çok önemli ipuçları sunuyor. Akçakoca’daki bu keşif, bölgede daha birçok sırrın var olabileceğine dair inancımızı güçlendiriyor. Bölgede yıllarca biyoçeşitlilik üzerine çalışmalar yapmış bir bilim insanı olarak, burada böyle bir batık bulmak gerçekten şaşırtıcı" diye konuştu. Yağlıoğlu, batıkla ilgili ilk tespitlerin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan kazı izni almak için başvurduklarını belirtti. Ayrıca, batıkta buldukları askeri mühimmatın doğru bir şekilde tarihlendirilebilmesi için uzman görüşlerine başvurduklarını ifade etti.
‘KAZI ÇALIŞMALARI BAŞLATILACAK’
Akademisyenler, batığın yerini ve çevresini kazı yapabilmek amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gerekli izinleri almak için çalışmalarına devam ediyor. Karadeniz’deki bu bulgular, sadece tarihi bir arkeolojik keşif değil, aynı zamanda bölgenin turizm potansiyelini de artırabilecek nitelikte.
Bilir, "Bu batığın yerinde yapılacak kazılar ve tarihlendirme çalışmaları, yalnızca 1. Dünya Savaşı’na dair önemli bilgilere ulaşmamızı sağlamayacak, aynı zamanda bölgedeki denizaltı mirasını daha iyi anlamamıza da katkı sunacaktır" diyerek, çalışmalarının heyecan verici bir noktada olduğunu belirtti.