Nihat AK/EGE TELGRAF- Tüketici kredileri ve kredi kartı kullanımı enflasyon oranında büyüdü. İhtiyaç kredileri ve bireysel kredi kartlarına yönelen vatandaşın takipli borçları kart bazında yüzde 268, ihtiyaç kredilerinde ise yüzde 103 oranında arttı. 

Ticari Süt İşletmeleri tarafından 896 bin 257 ton inek sütü toplandı Ticari Süt İşletmeleri tarafından 896 bin 257 ton inek sütü toplandı

‘BORÇLA İHTİYAÇ’ 

Kredili satışlar ve takipli borçlardaki büyük yükselişin Türkiye’de yaşanan geçim sıkıntısını gözler önüne serdiğini dile getiren finans uzmanı Irmak Nural, “Son yapılan düşük asgari ücret artışıyla vatandaş kira, elektrik, su gibi temel giderlerle başa çıkmakta zorlanıyor. Üstüne bir de gıda fiyatlarının yüksekliği eklenince, insanlar geçimlerini sağlayabilmek için kredi kartlarına yöneliyorlar. Bu, ekonomideki daralma ve halkın borçlanma düzeyindeki artışı gösteriyor.Özellikle gıda ürünlerinin fiyatları arttıkça, hükümetin tarım sektörüne daha fazla destek sağlaması gerektiği ortaya çıkıyor. Çünkü tarım sektörüne ayrılan bütçe son yıllarda giderek azalıyor. Tarıma yatırım yapılmadığı takdirde, artan maliyetler tüketicinin cebine yansıyor. Bu da enflasyonun düşürülmesini zorlaştırıyor. Yüksek faiz oranları gerek yatırımları gerekse harcamaya engel niteliğinde. Dar gelirli insanlar son çare olarak kredi kartlarına başvuruyorlar. Burada önemli olan, takipteki kredi kartı borçlarının ne kadarının temel ihtiyaçlara, özellikle de gıda ürünlerine harcandığının tespit edilmesidir. Bu, durumun ciddiyetini daha net ortaya koyacaktır” dedi.

‘KRİTİK BİR DÖNEM’

Gelir artışı ve ekonomide bir iyileşme sağlanamaması durumunda sosyal patlamaların yaşanabileceğine dikkati çeken Nural, “Şu anda çok kritik bir dönemdeyiz. Seçim gündemi de bu şartlarda çok tehlikeli olabilir, çünkü ekonomik durumun iyileşmesi için daha fazla zaman gerekiyor. Dünya da doların değeri çok hızlı şekilde artmakta. 3 ay önce 103 seviyesinde olan dolar endeksi şu an 110 seviyelerine yaklaştı. Türkiye’de eğer doların bu şekilde baskı altında tutulması devam ederse, bir noktada büyük bir sıçrama yaşanabilir. Türkiye’de doların bu kadar baskı altında tutulması, uzun vadede ciddi bir risk oluşturuyor. Bir miktar baskının düşürüleceğini düşünüyorum. Döviz kurunun düşük kalmasından şikayetçi olan ihracatçılar, aslında döviz risklerinden korunmak için kullanılan bazı mekanizmaları yeterince bilmiyorlar. Ülkemizde 2005 yılında kurulan vadeli işlem ve opsiyon piyasaları, ihracatçılara kur risklerinden korunma fırsatı sunuyor. Ancak bu piyasalar, ihracatçılarımız tarafından yeterince tanınmıyor ve kullanılmıyor. Oysa bu piyasalar, ihracatçılar için önemli bir koruma aracıdır. Oysa bu piyasalar ithalatçı olduğu kadar ihracatçı için "hedging" yani önemli bir koruma aracıdır” diye konuştu.

‘KREDİ KARTI MAHKUMU’

Geçim sıkıntısı çeken vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını, yüksek enflasyonun getirdiği hayat pahalılığı döneminde yurttaşların kredi kartlarına başvurmak zorunda kaldığını dile getiren Türk-İş İzmir 3. Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, “Geldiğimiz nokta sürdürülebilir bir ekonomiden çok uzak bir konum. Vatandaşlarımız, düşük maaş artışlarıyla birlikte adeta kredi kartlarına mahkum ediliyor. Bu durum, ekonomimizin uzun vadede sağlıklı bir şekilde işlemesini engelleyen bir kısır döngüye yol açmaktadır. Ekonomik büyüme ve kalkınma için atılacak adımlar, daha adil bir gelir dağılımı ve daha sürdürülebilir bir finansal düzeni gerektiriyor. Bugün Türkiye’de işçi, memur, emekli, tarım kesimindeki bireyler ve küçük esnaf, geçimlerini sağlamakta zorlanıyor. Asgari ücretle çalışan vatandaşlar, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Bu noktada, hepimizin merak ettiği bir soru var: Ekonominin çarklarında kim veya kimler para kazanıyor? Kimse bu kötü gidişattan memnun değil. Peki, o zaman bu adaletsiz gelir dağılımı neden sürdürülüyor? Ekonomide yaşanan bu tıkanıklık ve adaletsizlik daha fazla sürdürülemez. Biz emekçiler daha adil, daha sürdürülebilir bir ekonomik düzenin oluşturulmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

‘KANUN KAPSAMINDA’

Son dönemde yaşanan finansman krizi ile birlikte iş sahipleri ve tüketicilerin krediye olan ulaşımlarının aksaması, bulunan finansmanların da çok yüksek faiz miktarları içererek ödenememesi sebebi ile hukuki yol ve usuller ile alacak miktarlarının tahsili ve temini yollarında inanılmaz bir artış görüldüğünü dile getiren avukat Tolga Tombaş, “Hukuki yol ve yöntemlerin en başında ilamsız icra takibi, kambiyo senedine dayalı icra takibi, rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip ve arabuluculuk süreçleri sonucu mahkeme süreçleri söz konusu olmaktadır. Yaşanılan olayda en büyük hukuki problem kambiyo senedi yahut çekte borçlu olmadığı iddiasına olan kişilerin açması gerekli menfi tespit davası öncesi arabuluculuk sürecinin işletilip işletilmeyeceği sorunsalıdır. Yargıtay ve ülke geneli bölge adliye mahkemeleri uygulamaları birbirinden farklı bir hal almaktadır. Yeni düzenleme ile itirazın iptali menfi tespit davalarından önce ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk süreci işletilmesi gerekmektedir. Ancak kambiyo senedine dayalı takiplerde haciz işlemlerinin durdurulabilmesi adına dava açılması, gerekmesi halinde mahkemeye teminat yatırılması ve bu kapsamda dava süresince haciz işlemleri başlanılmadan yahut başlamış işlemlerin daha büyük hak kayıplarına uğratılmadan durdurulması gerekir. Ancak arabuluculuk sürecinin 1 aya yakın sürüyor olması, icra hukuk mahkemelerin İİK hükümlerine göre kısıtlı incelemede bulunan mahkemenin kimi uyuşmazlıkta kısıtlı kalması, genel hükümlere göre maddi vakıanın tam tespiti için genel mahkemede dava açılışının gerekmesi, arabuluculuk sürecinin işletilmemesi sonucu dava şartı yokluğundan usulden red kararlarının çıkması gibi hususlarla kambiyo senedine dayalı icra takipleri için menfi tespit davalarında genel mahkeme öncesi arabuluculuk sürecinin kaldırılması yahut daha farklı bir hukuki ihtilaf çözüm yolunun öngörülmesi gerekmektedir. Hukuki hal ve tüm durumlarda avukata muhakkak başvurulması ülkemiz koşullarında her ne kadar kanun lafzı ile zorunlu olmasa da problem çözümü ve somut olaylar gereği zorunluluk arz etmektedir” ifadelerini kullandı.

Kaynak: EGE TELGRAF