Ben de isterim kuş, böcek, çiçek yazmayı. Ben de isterim gelişmiş, 10 ülkeden biri olan Türkiye’nin ekonomik başarılarını, spordaki şampiyonluklarını, sosyal yaşamdaki farklılıklarını, dünya ülkeleri...
Ben de isterim kuş, böcek, çiçek yazmayı. Ben de isterim gelişmiş, 10 ülkeden biri olan Türkiye’nin ekonomik başarılarını, spordaki şampiyonluklarını, sosyal yaşamdaki farklılıklarını, dünya ülkeleri tarafından gıpta ile bakılan yaşam kalitesini yazmayı. Ben de isterim, ülke genelinde hissedilen mutluluk dalgasını, mis gibi kokan sokakları, kedisine, köpeğine her türlü canlısına iyi davranan insanına, kadına, çocuğa, erkeğe kısacası kimseye şiddet gösterilmeyen bir ülkenin tınılarını yazmayı. Caddelerinden yükselen 7 iklimin, 7 rengin, sayısız kültürün ezgilerini dinlemeyi. Ben de isterim ama bir pazar satıcısının dilimize pelesenk olan sözü ile ‘Kavun tatlı ben ne yapayım?’
UGANDA MI ACABA?
Maalesef devlet büyüklerimizin bizlere açtığı gündem yolunda hiç durmadan yürüyeceğimize ant içmiş gibiyiz. Kimse kusura bakmasın ama ben dahil ‘balık hafızalı’ bir toplumuz. Şarkıcı Gülşen’in haddini aşarak İmam Hatip mezunları hakkında söylediği saçma sapan sözler ve bu sözlere gösterilen tepki ile güne uyanıyoruz. Daha gözümüzdeki çapaklar yıkanmadan sağ olsun eski meclis başkanımız (Şaşırmayın biz bu vatandaşı meclis başkanı yapmışız. Herhalde saf bir anımıza denk geldi) İsmail Bey’in sözleri ikinci darbeyi vuruyor. Neymiş efendim, şehirler kurtulmamış, tek kurşun atılmamış. Başkanın folik asit eksikliği baş gösterdi herhalde. Acaba kendisi Uganda’nın mı Meclis Başkanı’ydı yoksa Papua Yeni Gine’nin mi? Neyse bunları sindirmeye kalkışırken başka bir tosuncuk, bilmem ne şirketinin, milleti milyarlarca dolar dolandırdıktan sonra yurt dışına kaçan sahibinin yakalandığını duyuyoruz. Haydaaa, sil baştan gündem. Biter mi? Bitmez tabii. Türk istihbaratı tarafından her yerde arandığını tahmin ettiğim, eski iktidar destekçisi, şimdinin düşmanı, mafyacılıktan televizyon şovuna geçiş yapan şahsın iddiaları. Yok Ban, olmadı can. Tamam biz bu işi bağladık derken bu defa da gelsin Yunan, gitsin Yunan. ‘Bak bir gece ansızın geliriz, ağzını burnunu dağıtırız’, ‘Haddini bil, yeni bir ders mi istiyorsun?’
SİHA’LARIN DURUMU
Allah Allah ya kaçın Türkler geliyor sanki. Bu işin diplomasi tarafı yok mu?. Diyelim diplomasi yolu tıkandı, Türkiye’nin hayranlıkla söz edilen İHA, SİHA’larından bir tane gönderiverelim. Taciz eden, Yunan hücümbotunun tepesine biniverelim. Uçakları bizimkileri mi kilitliyor. Gerçek mermi ile bir uyarı atışı yap şöyle kuyruğu yalayan, ciddiyetini anlasınlar. Anlaşmalarla silahsız olması gereken tarafsız adalara bile üs kurdular. Neredeydik acaba? Seçim yaklaştı diye mi sağa sola ayar veriyoruz? Tam ‘Yaşasın edepsiz komşuya gereken dersi verdik’ diye sevinirken bir gündem bombası daha. Batı tarafından şımartılan Ermenistan, Azerbaycan sınırına saldırıyor ve anında gereken dersi alıyor. Sıkışan Paşinyan hemen destekçisi Putin’i telefonla arayarak yardım istiyor. İyi de Paşinyan birader en son kendi halkın tarafından linç edilir pozisyonda idin. Dayak arsızı, şımarık ve haylaz çocuklar gibi yine ne efelendin. Gerçekten bazılarının dayak yemek hoşuna gidiyor diye düşünmüyor değilim.
Ben yazarken yoruldum. Umarım siz okurken yorulmamışsınızdır. Orta karar bir batı ülkesinde 10 günde bir gündem değişikliğinin sindirilmesi bile zaman alırken, benim yalnız ve güzel ülkem rekor üzerine rekor kırıyor. İnsanın içinden, ‘Gündem harcamak bizim işimiz’ demek geliyor.
Ezcümle: Bir atasözümüz der ki; ‘Korkulu düş görmektense uyanık kalmak yeğdir.’ Allah hepimize zihin açıklığı versin!