Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde çocukların yüzde 25'inin ve kadınların yüzde 40'ının anemiyle mücadele ettiği belirtiliyor. Medicana Zincirlikuyu Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Edvin Murrja, bu durumu özellikle doğurganlık çağındaki kadınlar ve hamileler için ciddi bir sağlık sorunu olarak değerlendirdi. Dr. Murrja, "Gebelikte anemi, bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir" uyarısında bulundu.
Anemi, kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobin seviyesinin düşmesi nedeniyle oluşur. Hemoglobin, oksijenin vücutta taşınmasını sağlayan bir proteindir ve eksikliği vücudun oksijen alımını kısıtlar. Aneminin yaygın belirtileri arasında yorgunluk, halsizlik, soluk cilt, nefes darlığı, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, üşüme ve soğuk eller ile ayaklar bulunur. Dr. Murrja, en sık karşılaşılan anemi türünün demir eksikliği anemisi olduğunu, bunun genellikle demir açısından fakir beslenme veya yoğun adet kanamaları nedeniyle geliştiğini belirtti. Ayrıca, vitamin eksiklikleri, kronik hastalıklar ve kan kaybı da anemiye yol açabilir.
Kadınlarda anemi riskini artıran başlıca faktörler arasında yoğun adet kanamaları, yetersiz beslenme ve gebelikte artan demir ihtiyacı yer alır. Dr. Murrja, aneminin nedenlerini şu şekilde sıraladı:
Demir eksikliği: Hemoglobin üretimi için gerekli olan demir mineralinin yetersizliği,
Vitamin eksiklikleri: B12 vitamini ve folik asit eksiklikleri,
Kronik hastalıklar: Böbrek hastalıkları, kanser ve romatoid artrit gibi durumlar,
Genetik faktörler: Akdeniz anemisi veya orak hücre anemisi gibi kalıtsal hastalıklar,
Kan kaybı: Yoğun adet kanamaları, mide-bağırsak kanamaları veya yaralanmalar sonucu meydana gelen kan kayıpları.
Aneminin tedavisi, nedenine bağlı olarak değişir. Dr. Murrja, tanının genellikle kan testleriyle konduğunu ve bu testlerin hemoglobin seviyelerini, kırmızı kan hücresi sayısını ve diğer kan bileşenlerini ölçtüğünü söyledi. Demir eksikliği anemisinde, demir takviyeleri kullanılır ve demir açısından zengin besinlerin tüketimi teşvik edilir. Vitamin eksikliklerinden kaynaklanan anemilerde uygun vitamin takviyeleri, yetersiz beslenmeden kaynaklanan anemilerde ise dengeli bir beslenme planı önerilir. Kronik hastalıklara bağlı anemilerde, altta yatan hastalığın tedavisine yönelik ilaçlar kullanılır. Şiddetli anemi durumlarında ise kan transfüzyonu yapılabilir.
Hamilelikte anemi tespiti ve tedavisi de büyük önem taşır. Anemi, anne adayının oksijen taşıma kapasitesini düşürerek, hem annenin sağlığını hem de bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, hamilelik sırasında düzenli sağlık kontrolleri ve doktor önerilerine uyulması gerekmektedir.
Anemiden korunmak için demir açısından zengin besinlerin tüketilmesi önemlidir. Dr. Murrja, bu besinleri şu şekilde sıraladı: karaciğer, et, kümes hayvanları eti, balık, fasulye, fındık, kuru yemiş, hububat ve koyu yeşil yapraklı sebzeler. Ayrıca, B12 vitamini ve folik asit içeren besinler de gereklidir. Bunlar arasında et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, B12 ile zenginleştirilmiş tahıllar, ıspanak, brokoli, portakal, muz, avokado ve baklagiller yer alır. C vitamini, bitkisel kaynaklı demirin emilimini artırdığı için, demir açısından zengin bir öğünle birlikte portakal, mandalina, limon, çilek, kivi, domates ve kırmızı biber de tüketilebilir. Risk altındaki bireylerin düzenli kan testleri yaptırarak anemi belirtilerini erken dönemde fark etmeleri faydalı olacaktır.