Op. Dr. İşgören, prostat büyümesinin genellikle 40’lı yaşlarda başladığını belirterek, “Prostat bezi erkeklerde idrar kesesinin hemen altında bulunan ve idrar kanalını çevreleyen, kestaneye benzeyen bir organdır. Erişkin bir erkekte ortalama 25-30 gram ağırlığında olan prostat, yaş ilerledikçe büyüyebilir. Başlangıçta kestane büyüklüğündeyken, ilerleyen dönemlerde mandalina veya portakal boyutuna ulaşabilir. Bu durum, ‘İyi huylu prostat büyümesi (BPH)’ olarak adlandırılır” dedi.
İdrar yapmada sorunlara neden oluyor
Prostat büyümesinin belirtilerine de değinen İşgören, “Bu durum, idrara çıkma rutininde değişikliklere yol açar ve idrar yolunu tıkayarak akışını engelleyebilir. Belirtiler arasında sık idrara çıkma, ani idrar yapma isteği, idrar kaçırma, idrar yaparken yanma ve sızı hissi, idrar kuvvetinin azalması, idrarı başlatmada zorluk, kesik kesik idrar yapma, idrarın sonunda damlama ve idrarda kan bulunabilir” diye ekledi.
Tedavi edilmezse…
Böbrek sağlığının korunmasında prostat sağlığının önemine vurgu yapan İşgören, tedavi edilmediğinde prostat büyümesinin böbrekler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtti. “Ani idrar tıkanması, idrar yolu iltihabı, idrar kesesi bozuklukları ve böbrek yetmezliği gibi sorunlar prostat büyümesinin bilinen olumsuz etkilerindendir” dedi.
Doğru tanı için test yapılmalı
Op. Dr. İşgören, iyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanserinin ayrı hastalıklar olduğunu ve bazen her iki durumun bir arada bulunabileceğini belirtti. Prostat kanserinin erken dönem belirtilerinin genellikle fark edilemediğini vurgulayan İşgören, “Doğru tanı koymak için hem prostat büyümesi hem de kanser açısından değerlendirmeler yapılmalıdır. Bu değerlendirmeler, PSA testi, parmakla prostat muayenesi, ultrasonografi, idrar tahlilleri ve üroflowmetri gibi yöntemlerle gerçekleştirilir” şeklinde konuştu.
Tedavi süreci hakkında da bilgi veren İşgören, “İyi huylu prostat büyümesinin tedavisi her zaman gerekli olmayabilir ve bazen düzenli kontroller yeterli olabilir. Tedaviye ne zaman başlanacağına, test sonuçlarını değerlendiren hekim karar verecektir. Ayrıca, her hasta için tek bir tedavi seçeneği yoktur; kişiye özel bir tedavi planı yapılmalıdır. Günümüzde etkili ilaç tedavileri mevcut, ancak ilaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda cerrahi seçenekler gündeme gelebilir. Cerrahi müdahale kararı alınmadan önce hastanın detaylı bir şekilde değerlendirilmesi önemlidir” dedi.