Nihat AK/EGE TELGRAF- Yerin 10 kilometre derinliğindeki sessizliği bozan hareket, Malatya'da 5,9 büyüklüğündeki depremi yaşattı. Dört ilde hissedilen olay yakın geçmişte yüzden fazla canını depremde yitiren İzmirlileri de tedirgin etti. Uzmanlar İzmrlilerin deprem gerçeğiyle yüzleşmeden huzuru bulamayacağı uyarısında bulundu. 

Deprem bilimci Prof. Dr. Ahmet Ercan, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından beklenen artçı depremlerin henüz gerçekleşmediğini ve bu depremlerin enerjiyi atmaya yetmediğini belirtti. "2027'ye kadar 6-7 büyüklüğünde artçı depremler görebiliriz" diyen Ercan, Malatya’da yaşanan son artçının bunun bir örneği olduğunu ifade etti. Ayrıca fay yasası beklentilerine değinerek, yıkımların faylar değil sarsıntılar nedeniyle olduğunu vurguladı. Deprem bilimci Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise Türkiye’deki depremlerin sığ odaklı olduğunu, bu yüzden 100 kilometreye kadar geniş alanlarda hissedildiğini söylerken Malatya depreminin zaten beklendiğini dile getirdi. 

İGC'den siber saldırılara yönelik açıklama: Özgür basın yıldırılamaz İGC'den siber saldırılara yönelik açıklama: Özgür basın yıldırılamaz

‘GÖREVE ÇAĞIRIYORUM’

İnsan hayatını önceleyecek tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Mimarlar Odası İzmir Şubesi önceki dönem başkanı akademisyen İlker Kahraman,“Depreme hazır olmadığımız açıkça ortada. Peki daha neyi bekliyoruz? Depremin hayatımızın bir gerçeği olduğunu biliyoruz ve buna karşı yeterince hazırlıklı olmadığımızı acı tecrübelerle görüyoruz. Küçük depremler bile bize harekete geçmemiz gerektiğini hatırlatmalı ve bu konuyu en öncelikli sıraya yerleştirmeliyiz. Ülkenin içinde bulunduğu mali kriz bizi zorlasa da, kentlerimizi sağlıklı hale getirmek için yeni yöntemlerle çalışmalıyız. Eğer yeniden inşa edemiyorsak, gelişmiş güçlendirme tekniklerini kullanarak mevcut yapıları güvenli hale getirmeliyiz. Bu tekniklerin can kurtardığını Hatay’daki deprem bölgesinde gördük. İyileştirmelerin acilen yapılması gerektiğini vurguluyorum. Yerel yönetimlerin mali sorunları olabilir ancak insan hayatını korumak her şeyin önüne geçmeli. Türkiye’deki uzmanlar ne yapılması gerektiğini gayet iyi biliyor. Bu uzmanları bir araya getirerek, onların rehberliğinde harekete geçmeliyiz. Bu konuda yerel yönetimleri göreve çağırıyorum" diye konuştu.

‘FARKINDAYIZ DA’

Zaman zaman meydana gelen depremlerin insanları gerçeklerle yüzleştirdiğini belirten İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, “Deprem riskinin farkındayız, ancak deprem olduğunda bu gerçekle yüzleşiyoruz. Asıl yapmamız gereken, bu gerçeği kabullenip deprem risklerini nasıl bertaraf edebileceğimizi düşünmek. Bu konuda hem bakanlıklara, hem yerel yönetimlere, hem de vatandaşlara büyük sorumluluklar düşüyor. Hep birlikte bu sorunla mücadele etmek zorundayız. Malatya’da meydana gelen depremin can kaybı yaratmaması sevindirici ancak bu durum bizi daha çok çalışmaya teşvik etmeli. Maddi kaynak sorunu elbette var lakin en riskli yapıları tespit edip bunları güvenli hale getirmek en doğru çözüm olacaktır. Oda olarak, yerel yönetimlerle iş birliği içinde olmaya devam ediyoruz. Belediyelerle farkındalık çalışmalarımız sürüyor. Hem yerel yönetimlerle hem de diğer kamu kurumlarıyla iş birliğini artırmayı hedefliyoruz ve İnşaat Mühendisleri Odası olarak bize düşen görevleri yerine getirmeye her zaman hazırız" ifadelerini kullandı. 

RİSKLİ İLÇELER

Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ, İzmir'de 7 ve üzeri büyüklükte deprem olmayacağı yönündeki düşüncenin yanlış olduğunu belirtti. İzmir'de tehlike arz eden Seferihisar-Karaburun, Tuzla, İzmir ve Foça faylarına dikkat çeken Akçığ, bu fay hatlarının ciddi risk taşıdığını vurguladı. Şehrin deprem açısından en tehlikeli bölgelerinin Bostanlı, Alaybey ve Mavişehir gibi deniz kıyısındaki düz alanlar olduğunu belirten Akçığ, en güvenli bölgelerin ise şehrin dağlık kesimlerinde yer aldığını söylerken bu alanlarda yapılaşmanın daha güvenli olduğunu ifade etti.

DEPREM KENTİ

Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, İzmir'in ciddi deprem riski taşıdığına dikkat çekerek, bölgedeki aktif faylara vurgu yaptı. İzmir’de 12-13 aktif fay bulunduğunu belirten Görür, bu fayların çevredeki depremlerle tetiklenip harekete geçebileceğini söyledi. Özellikle İzmir Körfezi'ndeki fayın 7 ve üzerinde bir deprem üretme potansiyeli olduğunu belirten Görür, Sisam depreminde bölgedeki fayların stres biriktirdiğini ifade etti. İzmir’in zayıf zemine sahip olduğunu ve geçmiş depremlerde önemli kayıplar yaşandığını hatırlatarak, şehri deprem dirençli hale getirmenin zorunlu olduğunu vurguladı, “İzmir gerçek anlamda bir deprem kentidir, bu faylar bugün değilse yarın deprem yaratacaktır” dedi.

Prof. Dr. Naci Görür

Kaynak: EGE TELGRAF