Kokina çiçeği, yılbaşı süslemelerinin vazgeçilmezi olmasının yanı sıra, uzun bir emeğin ve geleneksel bir zanaatın ürünü. İstanbul'un Çekmeköy Nişantepe Mahallesi'nde yaşayan Balık ailesi, dedelerinden miras kalan kokina üretim işini sürdürerek hem geçim sağlıyor hem de kültürel değerleri yaşatıyor. Her yıl, ekim ayında Karadeniz illerinin ormanlarından kırmızı çiçekleri toplar, kasım ayında ise İstanbul’daki ormanlardan dikenli yeşil dalları toplamaya başlıyorlar. Aralık ayında ise bu iki öğeyi birleştirerek kokina çiçeklerini hazırlayıp, Türkiye'nin dört bir yanına ve yurtdışına gönderiyorlar.
“UĞUR GETİRİYOR”
Kokina çiçeğinin yapımı oldukça zahmetli bir süreç. Kırmızı çiçeklerin ve yeşil dalların doğru şekilde birleşmesi, her zaman uğur getireceği inancıyla dikkatlice yapılır. Balık ailesi, kırmızı çiçekleri toplamak için bir ay, yeşil dalları toplamak için başka bir ay harcıyor ve sonrasında bunları özenle bağlayıp paketliyorlar. Her çiçek demetinin içinde, genellikle çift sayıda çiçek olması gerektiği inancı bulunuyor. Bu gelenek, kokinanın uğur getireceğine inananların evlerine girmesini sağlıyor.
“SABIR VE ÖZVERİ”
Ancak, bu geleneksel işin getirdiği kazanç pek de yüksek değil. Aile, ormanlarda yaşadıkları tehlikeler ve zorluklarla başa çıkarken, bu emeğin maddi karşılığının çoğu zaman yetersiz olduğunu belirtiyor. Ormanlarda yılan ve domuz gibi tehlikelerle karşılaşan Balık ailesi, bu işi yaparken büyük bir sabır ve özveri gösteriyor. İsmail Balık, "Evet, çok zor ama biz bu işi yaparken hem ormanı temizliyoruz hem de kültürümüzü yaşatıyoruz," diyerek zorluklara rağmen bu geleneği sürdürmenin önemine dikkat çekiyor.