Vodafone Global’in “Fit for the Future” Raporu, bu yıl ‘Güven Uçurumu’ teması üzerine odaklandı ve 2,300’den fazla işletmeyle birlikte 5,000’den fazla müşteriyle yürütülen geniş bir araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Rapor, işletmelerin kendilerine müşteriler tarafından ne kadar güvenildiğine dair algıları ile müşterilerin gerçek hisleri arasında büyük bir fark olduğunu ortaya koydu.
Dünyanın önde gelen telekomünikasyon şirketlerinden Vodafone, London School of Economics ile iş birliği içinde gerçekleştirdiği bu araştırmada, ‘Güven Uçurumu’nun ortalama yüzde 11 puan olarak ölçüldüğünü belirtti. Bu uçurum, kaçırılan fırsatları, hayal kırıklığına uğrayan müşterileri ve kaybedilen geliri temsil ediyor. Rapor, bu durumun işletmelerin performansı üzerinde somut etkileri olduğunu vurguluyor.
Vodafone Business’ın küresel çapta yaptığı araştırma, yapay zeka ve üretken yapay zeka gibi teknolojilerin, müşterilere daha hızlı yanıt vermek amacıyla insan dokunuşuyla kullanılmasının müşteri güven puanlarını önemli ölçüde artırabileceğini ve rekabet avantajı sağlayabileceğini gösteriyor. “Önce insan” yaklaşımının benimsenmesi, güven puanını yüzde 16 artırabiliyor.
Güven kavramı, işletmelerin başarıları açısından kritik bir öneme sahip. Yapay zeka ve diğer yeni teknolojilere duyulan güven, bu teknolojilerin nasıl kullanıldığına bağlı olarak şekilleniyor. Rapor, paylaşılan değerlerin, insani yaklaşımın ve tutarlılığın önemini ortaya koyarak, müşteri güvenini kazanmanın yollarını araştırıyor.
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Kestioğlu, “Geleceğe Hazır Raporu”nu değerlendirerek, “Rekabetçi piyasa koşullarında güvenilir bir marka oluşturmak, şirketlerin geleceğe uygunluğu açısından kritik bir öneme sahip. Müşterilerin işletmelere duyduğu güven, aslında işletmelerin düşündüğü kadar yüksek değil ve bu durum ‘Güven Uçurumu’ yaratıyor. Yapay zekayı müşterilerin yararına kullanan şirketler, bu güven açığını neredeyse yarıya indirebiliyor,” dedi.
Vodafone, ‘Geleceğe Hazır’ olarak tanımladığı işletmeleri, ortak değerler, insani yaklaşım ve tutarlılık gibi kriterlere göre belirliyor. Bu işletmeler, müşteri öncelikleriyle uyumlu çalışarak, hızlı yanıt süreleri, veri güvenliği ve bilgi akışı gibi alanlarda teknolojiyi etkin bir şekilde kullanıyor. Önceki raporlar da bu tür işletmelerin ticari başarılarının yanı sıra daha yüksek çevresel, sosyal ve yönetişim puanlarına sahip olduğunu gösteriyor.