Safanur ÖZTÜRK- EGE TELGRAF/ Balık yağı kapsülleri, günümüzde geniş bir kitle tarafından tercih edilmektedir. Bu ürünlerin sağlık üzerindeki olumlu etkileri, 1969 yılında Grönland'da yapılan araştırmalarla dikkat çekmiştir. Grönland'daki Eskimoların, Danimarka’da yaşayan insanlara göre daha az kalp krizi geçirmesi ve daha uzun bir yaşam sürmeleri, balık yağının faydalarını ön plana çıkarmıştır. Bu bulgular, balık yağı kullanımını dünya genelinde yaygın bir trend haline getirmiştir.
Ciddi hastalıklara karşı koruyor!
Balık yağının, kalp hastalıkları, beyin gelişimi ve kanser gibi birçok sağlık sorunu üzerinde olumlu etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca, cilt hastalıkları üzerinde, özellikle sedef hastalığına karşı iyileştirici etkileri bulunur. Balık yağında yer alan iki önemli Omega-3 yağ asidi olan EPA (Eikosapentaenoik Asit) ve DHA (Dokozaheksaenoik Asit), bu faydaların başlıca kaynaklarıdır.
Yanlış balık yağı seçimi risk oluşturuyor
Ancak kalp hastalarının, balık yağı kullanırken dikkatli olmaları gerekmektedir. Yanlış balık yağı seçimi, kalp krizi riskini artırabilir. Kalp hastalarının bilmesi gereken en önemli husus, kullandıkları balık yağının DHA oranının yüksek olmaması gerektiğidir. Balık yağı kutularında genellikle EPA ve DHA oranları belirtilmektedir. EPA, kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki sağlarken, DHA ise kötü kolesterol (LDL) seviyesinin artmasına neden olabilir ve bu durum kalp krizine yol açabilir.
Yurt dışından alınan ürünlere dikkat
Bu nedenle, kalp hastalarının, balık yağı kapsüllerinin EPA oranının yüksek, DHA oranının ise düşük veya sıfır olması gerektiğini unutmamaları önemlidir. Türkiye'deki balık yağı çeşitleri arasında DHA oranı sıfır olan bir ürün bulunmamaktadır; bu tür ürünler genellikle yurt dışından temin edilmektedir. Sonuç olarak, kalp krizi geçirmiş ya da kalbinde stent bulunan hastaların, balık yağı kullanırken kutuların üzerindeki EPA ve DHA oranlarını dikkatlice incelemeleri gerekmektedir. EPA oranı yüksek, DHA oranı düşük veya sıfır olan ürünleri tercih etmeleri, kalp krizi riskini azaltmak için kritik öneme sahiptir. Aksi takdirde, kalp sağlığını korumaya çalışırken beklenmedik risklerle karşılaşabilirler.
