Ercoşkun, verdiği demeçte, mantarın beslenme açısından önemli bir gıda maddesi olduğunu belirtti. Mantarların esansiyel aminoasitler, vitaminler ve mineraller bakımından zengin olduğunu ifade eden Ercoşkun, "Kültür mantarlarının yanı sıra, dağlarımızda özellikle çam ormanlarında doğal olarak bulunan kanlıca, kuzu ve cincile gibi mantarlarımız, köylülerimiz tarafından toplanarak tüketiliyor ve pazarlarımızda satılabiliyor," dedi.
Mantarların gıda güvenliği açısından birçok risk taşıdığına dikkat çeken Ercoşkun, "Doğru mantarların seçilmesi ve toplanması oldukça önemlidir. Çankırı bölgesinde yaygın olarak bulunan kanlıca mantarı, zehirli mantarların da bulunduğu lactarius türlerindendir. Yüzeyi tüylü ve dalgalı olan mantarlar genellikle zehirli kabul edilmektedir," şeklinde uyarıda bulundu.
Mantarın güvenli bir şekilde pişirilmesi ve saklanması gerektiğini vurgulayan Ercoşkun, "Doğadan toplanan mantarlar parazitler ve zararlı bakteriler içerebilir. Bu nedenle mantarları yıkayıp sirkeli suda bekletmek, ardından iyi pişirmek gereklidir. Anadolu'da gıdalar genellikle iyi pişirildiği için bu açıdan avantajlıyız," dedi. Mantarın iyi pişirilmesinin, içinde mikroorganizmaların kalmaması için kritik olduğunu belirten Ercoşkun, çiğ gıdalarla teması riskli bulduğunu ifade etti. "Mantar pişirildikten sonra mümkün olan en kısa sürede tüketilmelidir," diye ekledi.
Yabani mantarların yılın belirli dönemlerinde bolca bulunabildiğini, ancak bu durumun saklama ve pazarlama açısından sorun yaratabileceğini kaydedenErcoşkun, "Kurutma veya turşusunu yaparak mantarları muhafaza etmek, bu faydalı gıdalardan uzun süre yararlanmamıza imkan sağlayabilir," dedi. Toplanan mantarların güneşte kurutulup mantar kurusu olarak kullanılabileceği veya farklı gıdalarla birleştirilerek hazırlanabileceği önerisinde bulundu.