Karışmam.
Kimsenin de kimseye içtikleri ve giydikleri vs. konusunda karışmasını istemem.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta; bizim özgürlüklerimizin başkalarının özgürlüklerini kısıtlamaması ve bi...
Karışmam.
Kimsenin de kimseye içtikleri ve giydikleri vs. konusunda karışmasını istemem.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta; bizim özgürlüklerimizin başkalarının özgürlüklerini kısıtlamaması ve bizim yaptıklarımızın başkalarına zarar vermemesi…
Alkol almanın bir İzmir alamet-i farikası olduğu ileri sürülüyor.
Ben buna katılmıyorum.
Evet içilir, içilebiliyor, ama her şehirde olduğu kadar; herkes kadar…
Hatta bunu söyleyen ve yayanların en muhafazakar olmasıyla bilinen kentlerdeki içki satış oranlarına bir bakmasını öneririm.
Bu içki konusunda dikkatli olmak şart.
Hele hele içki, sigara ve alkol kullanım oranlarının arttığı ve yaş ortalamasının çok çok aşağılara düştüğü bir dönemde…
Gelin şu içki ve diğer kötü alışkanlıklarla ilgili durumumuzu gözden geçirelim…
Yoksa kimsenin zevkine de sevdiği renge de karışmam.
***
Yukarıda yazdığım satırlar genel düşüncelerim.
Fakat bir de yaşanan tehlikeler var…
Can kayıplarından bahsediyorum.
Sahte içki yapımından ve bu yapılan sahte içkilerin halka satılmasından.
Niye böyle sahtecilik ve merdiven altı sürüm yapılıyor?
İçki fiyatları çok pahalı da ondan!
Bu fiyat yüksekliği de canilerin işine geliyor, onları harekete geçiriyor.
Sahte, kaçak zararlı alkolden ürettikleri zehirleri piyasaya sürüyorlar!
Ucuz olması da cazibeli geliyor.
Ancak yapan da bunu böyle satan da canidir.
Ama sorgulamadan, ‘ucuz’ diye ve ‘içki olsun da ne olursa olsun’ diyerek, üstelik para ödeyerek bu zehirleri alıp hayatlarını tehlikeye atanlara ne demeli?
Hayatlarını kaybedenlerin bıraktığı acıyı nasıl paylaşmalı?
İşte yukarıdaki bölümdeki yazdıklarımı bir de böyle değerlendirin.
Çünkü durumumuz hiç de iyi değil!
İşte size bir haber spotu:
“Sahte içkiden zehirlendikleri iddiasıyla 7 ilde hastanede tedavi gören 44 kişi daha yaşamını yitirdi. Sadece İzmir’de sahte içkiden ölenlerin sayısı 18'e çıktı.”
Evet hayat bizim, karar bizim…
Ama hayat bu kadar ucuz mu?
Korona virüsle mücadele ettiğimiz şu günlerde sunulan zehiri daha fazla sorgulamalıyız.
Kimya Mühendisleri Odası Eskişehir Bölge Temsilciliği Başkanı Kenan Çalışır’ın birkaç uyarısına dikkat kesilmek gerek;
*Salgın döneminde kullanımına sıkça alıştığımız daha çok yüzey temizleyici olarak kullanılan, etil alkol içerikli olanların dışında sekiz farklı kimyasal içerikli çeşidi olan dezenfektana aroma karıştırılarak alkollü içki üretilmeye çalışmışlar. Bu da ölümlere ve birçok kişinin zehirlenmesine neden oldu.
*Metil alkol endüstriyel kullanımı olan bir üründür. Gıda maddelerinin üretiminde girdi olarak kullanılması kesinlikle yasaktır ve kullanılamaz.
*Metil alkolle üretilmiş içki, tüketen kişinin ölümüne kadar vücudunda yaşar. İçilmesi ile oksitlenerek formik asit ve formaldehite dönüşür. Bunlar vücut içerisinde hasara yol açan maddelerdir. Metil alkol ile üretilmiş bir içkiyi tüketen kişinin bunun farkına varması neredeyse imkânsızdır. Önce merkezi sinir sistemi etkilenir, kullanım miktar arttıkça dolaşım sistemi sorunları, solunum bozuklukları, ishal, sara nöbetleri, felç, körlük, koma hali ve nihayetinde ölüm meydana gelir.
Sonuç net ve kaçınılmaz…
Dönüş yok!
Yani siz ne yaparsanız yapın, önce görme kaybınız oluyor sonra ölüyorsunuz.
Şimdi Emniyet güçleri, dev operasyonlarla baskın yapıyor.
Ama akıllardaki soru şu; Aynı anda ortaya çıkan bu sahte içki aynı yerden mi piyasaya sürüldü?
Lütfen dikkat!
Yediklerimize de içtiklerimize de çok dikkat…